Biyografi Öner Fikriyat Anasayfa

Dilşad Hatun

Dilşad Hatun

  • Doğum Tarihi 1734
  • Doğum Yeri Üçturfan
  • Ölüm Tarihi Bilinmiyor
  • Ölüm Yeri Pekin
Tarihte Dilşad Hatun olarak bilinen İparhan, 1734 senesinde Üçturfan'da dünyaya geldi. Uygur Türklerinin önemli bir kısmını temsil eden Hocalar soyundandı. Bu hatun, ilerleyen zamanda Hoca Cihan adında bir delikanlı ile evlendi.İparhan'ın yaşadığı dönemde Hocalar sülalesi yönetimdeydi Çin - Mançu hükümeti ise Hunların torunları Uygurların topraklarına saldırmak için hazırda bekliyorlardı. Çok geçmeden niyetlerini aşikar eden ve hedefleri doğrultusunda ilerleyen düşman askerleri, Hoca Cihan'ı şehit etti.
Dilşad Hatun

Halkı için verdiği mücadele

İparhan, eşi şehit edilmeden evvel onun yanında yer alarak çok güçlü bir direniş sergiledi. Eşinin ölümü Dilşad'ı çok etkilese de direnmeye ve halkının özgürlüğü için mücadele etmeye devam etti. Fakat Çin İmparatoru, karşısında bir kadın olduğunu duyunca hem bu savaşa bir son vermek hem de İparhan'ın dillere destan güzelliğiyle nam salmasından dolayı siyasi bir evlilik planladı. İmparatorun işine gelecek olan bu durumun en önemli sebeplerinden biri de işgal ettiği Uygur topraklarında çıkabilecek herhangi bir isyanı da kolaylıkla bastırmaktı.

Dilşad Hatun

Düştüğü tuzak

Dilşad Hatun bu teklifi şiddet ile reddetti. Chien Lung, Dilşad Hatun'un Pekin'e getirilmesi emrini verdi. Bu emri ordunun başındaki Sao-Hui'ye verir. O da Uygurlar arasında sözü geçen Bedehşan Emiri Sultan Şah'a durumu anlattı. Şah Cihan ve yanındakiler çoktan vefat etmiş olsa da imparator bunun İparhan'dan gizlenmesini istedi. Çünkü İparhan'ın evliliği kabul etmesinin başka bir yolu yoktu. Bedehşan ise işin bu şekilde olmayacağını bir oyun çevirmeleri gerektiğini düşündü ve Said Molla'yı görevlendirdi.

Dilşad Hatun

Dillere destan fedakarlığı

İparhan'ı bir şekilde ikna etmek zorunda olduğunu bilen Molla ona "Müslüman halk zulüm ve işkenceden çok şikayetçi, Çinli kumandan eğer Dilşad Hatun, imparatordan rica ederse, kurtulursunuz" dediğini söyledi. Dönen dolaplardan habersiz olan İparhan, "Eğer halkımın kurtuluşu için bu şart ise seve seve gider söylerim" der ve 200 askeri ve Çinli alayla yola koyuldu.

Dilşad Hatun

Çin sarayında esir bir sultan

Yolda giderken eşinin iyi olup olmadığını öğrenmeye çalışan İparhan, hep aynı cevabı aldı. Aynı zamanda eşinin iyi olmasına rağmen imparatorun onu görmekte neden bu kadar ısrar ettiğine bir türlü anlam veremedi. Fakat yolun sonunda adamlardan biri insafa geldi ve olanı biteni Dilşad Hatun'a anlattı. Eşinin çoktan şehit olduğunu ve imparatorun asıl niyetinin kendisiyle evlenmek olduğunu duyunca dünyası yıkıldı Artık düşman topraklarında geri dönüşü olmaz bir yoldaydı.

Dilşad Hatun

Direnişi

Çoktan Çin topraklarına girmiş olan Dilşad Hatun bir plan yaptı. Önceliği milletini Çin zulmünden kurtarmak ve ellerini halkının üzerinden çekmesini sağlamaktı. Ne imparator ile evlenecek ne de Çin sarayında esir olacaktı. Eğer bunları başaramazsa bir şekilde kendini öldürtecekti. Sonunda imparatorun karşısına çıkan İparhan, düşmanının istediğini yapmayacaktı. Önünde eğilmedi, cesaretinden taviz vermedi. Hatta "Biz yalnız Allah'a (CC) secde ederiz. Üstelik sen benim düşmanımsın" diyerek herkesi hayrete düşüren konuşmasını yaptı.

Dilşad Hatun

Vatanına duyduğu özlem

İmparator, bu cesur ve güzel kadına hayran oldu. Herkesin hayretle izlediği İparhan'dan kılıcı istendi. O ise "Bu, bir teslim olma değildir, kılıcımı size Çin askerlerinin Türkistan'dan çekilmeleri şartı ile veriyorum" diyerek tek isteğini beyan etti. Tüm bunlar karşısında oğlunun sessiz kalmasına şaşıran imparatoriçe öfkelendi. İmparator oğlunun böyle bir basiretsizliğe yakalanıp Türk bir kadına sevdalanmasını kaldıramadı. İparhan ise artık sarayda esirdi, bu duruma milletinin bekası için katlanmaktaydı. Yanına kimseleri yaklaştırmaz ve kendisine gönül veren düşman nasılsın diye sorduğunda hep "Vatanımı özledim, beni oraya gönderin" der ve ağzından başka bir kelam çıkmazdı.

Dilşad Hatun

İparhan'ın tek isteği

İparhan'a meftun olan imparator, onu mutlu etmek için kendisine tahsis ettiği sarayı, bahçesini ve etrafını adeta Üçturfan'a çevirtti. Türk usulü bir hamam yaptırdı ve memleketinde yetişen iğde ağaçlarını Çin topraklarını diktirdi. Fakat bunların hiçbiri İparhan'ı mutlu etmek için yetmedi, onun tek istediği eşinin intikamını almaktadı. Sadece bunu planlamakta ve bunun için yaşamaktaydı.

Dilşad Hatun

İffet ve namus timsali hatunun vedası

İmparatoriçe oğlunun Türk kızına bu kadar meftun olmasına artık tahammül edemezdi ve güzeller güzeli İparhan'ın canına kıymaya karar verdi. Henüz intikamını alamamış bu sultanı acı bir şekilde ölüme terk etti. Yaşadığı dönemde kendi milletinin koruyuculuğunu üstelenen ve dokunulmazlık kazandıran Dilşad Hatun, eşinin vefatından sonra 2 yıl boyunca Çin sarayında halkı için mücadele etti. İffetli, namus timsali ve cesaretli oluşu onu başta Uygurlar olmak üzere tüm Türklerin tarihsel belleklerine kazıdı.

BİZE ULAŞIN