Saliha Erdim ile Evlilik Üzerine Sohbet I Mutlu Evlilik Nasıl Olur?
Evliliğin temelleri, nesillerin devamı için düzgün başlamalı. Eş adayına doğru sorular sorulmalı ve evlilik müessesi İslam'ın bizlere gösterdiği üzere kurulmalı. İşte, Aile Danışmanı Saliha Erdim Fikriyat izleyicilerine evliliğe dair önemli tavsiyelerde bulundu.
🔸 Ben bunca yıllık tecrübelerime, okuduklarıma, gördüklerime dayanarak birkaç husus tespit ettim. Birincisi akıllı olması. Bununla neyi kastediyorum? Nerede nasıl konuşacak? Ağzından çıkanı kulağı duyuyor mu? Ben bu sözü söylüyorum ama bu söz nereye gidiyor diyor mu? Yerinde hareket ediyor mu? Dozunda hareket ediyor mu? Dozunda konuşuyor mu? Mesela öyleleri var ki çocuk gibi.
🔸 Diyorlar ki ay çok saf, çok temiz. Oysa zihin olarak yetersiz yani akıl olarak çocuk kalmış. Ya da çok merhametli diyorlar elindeki parayı saçıp savuruyor.
🔸 Hani tanıtırken "çok merhametli birisi." Hayır merhametli değil, sınırsız ve ölçüsüz. İşte bir başkası "kimseyi kıramaz, çok insanlara çok üstünde duruyor, çok iyilik yapıyor."
🔸 Hayır,"hayır" diyemiyor. "Hayır" demesi gereken yerde "hayır" diyemiyor. Dolayısıyla yani birilerinin tanıttığı gibi değil bizim kendi gördüğümüz gibi ve gördüğümüze de yanılabiliriz.
🔸 Rabbimize de dua edeceğiz. "Ya Rabbi ben yanılırım ama sen yanılmazsın. Ben bilemem ama sen bilirsin. Ben tanıyamam ama sen tanırsın" diye Allah'a iltica ederek, yalvararak onun razı olacağı bir evliliğin oluşabileceği bir muhatapla nikahın olması, evliliğin olması için dua edebiliriz Rabbimize. Dolayısıyla kendi gözümüzle göreceğiz, kendimiz teşhis edeceğiz. Ama biz ne aradığımızı bilirsek bunları fark edebiliriz.
🔸 Bir söz vardı. "Her arayan bulamaz ama bulanlar mutlaka arayanlardır" diye. Dolayısıyla akıllı olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. İkincisi bana göre bir asalet. Bir hanımefendi ya da bir beyefendi. Yani normal arkadaşlarıyla konuşurken ki aile içindeki halinin bir hanımefendi ve beyefendi olması.
🔸 Bununla espri yapmasın, gülmesin, rahat hareket etmesin demek istemiyorum. Ama ağzından çıkan sözler dışarıdakilerden daha nezaketli, daha saygın ve daha güzel olmalı. Ya da en az dışarıdakiler kadar güzel olmalı.
🔸 Çünkü biz dışarıdaki yüzümüzle aile hayatında var olmuyoruz. Dışarıda çok iyiyiz. Aile içerisinde "o benim eşim, o benim çocuklarım" diye el ne der anlayışı olmadan yaptığımız hale dönüşüyoruz.
🔸 İşte bu bizim gerçek halimiz. Onun iyi olması gerekiyor. Asalet diyorum ben buna. Karşısındaki onu zorlasa bile ağzından uygunsuz bir söz çıkaramayan insanlar bunlar. Ortamı terk eder, gerekirse rica eder, "affedersiniz" der çıkar ama yine de onların seviyesine düşmez.
🔸 Üçüncüsü samimi bir dindarlık. Samimi bir dindar olan bir insan "benim Allah'a kul olmak gibi bir derdim var, onun güzel Habibi'ne ümmet olmak gibi bir derdim var" diyorsa o insanla yola çıkılır. Ondan sonrası merhamet.
🔸 Merhamet ne akılla ne asaletle ne dindarlıkla açıklanamayan ayrı bir kategori bana göre. Merhameti olmayandan uzak durun. Sevgisi yoksa, acıması yoksa, merhameti yoksa o insanla kolay bir yol yürünemez.
🔸 Beşincisi güler yüz, tatlı dil. Hani yüz yüze baktığınızda böyle beton gibi olmamalı insan, tebessümlü olmalı. İlla her zaman kahkaha atmasın, elbette ki burada kast edilmiyor ama tebessümlü olmak, mütebessim olmak, tatlı dil olmak, güler yüzlü olmak çok önem verdiğim bir husus.
🔸 Altıncısı vatan, millet derdi davası olacak. Bir ümmet için, İslam coğrafyası için yüreği yanan birisi olacak. Orada Filistin, diğer tarafta Doğu Türkistan bir başka yerde bir başkası acı çekiyor umurunda değil. Ya da kapı komşusu hasta umrunda değil ya da bir 15 Temmuz oldu çoluk çocuk sokaklara döküldük onun umurunda değil.
🔸 Yani bir Allah adına vatan, millet, ümmet derdi davası olmalı diye düşünüyorum. Bunları ararsa gene de yanılabilir ama en azından sağlam bir argümanla yola çıkmış olur, sağlam bir arayışla yola çıkmış olur. Ben evliliğin kader olduğuna inanıyorum.