Arama

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay
Haziran 17, 2019
Modern insanın unuttuğu şey: Allah’a sığınmak…
Sesli dinlemek için tıklayınız.

Allah'a sığınmak; dinî terminolojideki adıyla "istiâze", kulun, yaratıcısının farkında olması, O'na sığınarak güven ve huzura kavuşma isteğidir. Yaratılışı icabı, çeşitli korkular, endişeler, vehimler, ümit ve ümitsizlik duyguları arasında gidip-gelmeler ve nihayet şaşkınlık içinde bocalamalarla sıkıntılı, -atalarımızın deyimiyle- "muallel" insanoğluna, onu yaratanın tavsiyesidir, istiâze…

Peki, bu kadar eksiklikler içinde ve hayatında biteviye devam eden sınavlar denizinde boğulmamak için çabalayıp duran insanoğlu, kendisi için can simidi hükmündeki bu imkâna ne derece sarılmaktadır? Beşeri ilimler olarak kabul edilen ve insan, insan-toplum üzerine çalışan bilim dallarının ortak görüşlerine göre, "günümüzde modern insan Allah'a sığınma konusunda son derece isteksiz ve kendi başının çaresine bakabileceği düşüncesiyle bu konuda kendisini Allah'a muhtaç olarak görmeme eğilimi içerisindedir." Şüphesiz bu yanılgının olumsuz sonuçları çok acı olmakta fakat ne çare ki, bu acılarla muhatap olmadan önce meselenin ehemmiyeti ve ciddiyeti fark edilememektedir.

Yazımızda bir mümin için Allah'a sığınma konusunun öneminden bahsetmeye çalışacağız.

Allah'a sığınmak: Kimden ve neden?

Bu soruya cevap alabilmenin en doğru yolu Kur'an'a müracaat etmektir. Çünkü insana, insanlık tarihini onun kadar açık, net ve etkileyici biçimde anlatan başka bir kaynak yoktur. Nitekim Kuran-ı Kerim bizlere ilk insan Hz. Adem ve eşinin başından geçenleri en yalın biçimde anlatır.

Kur'an'ın ilk sayfalarında Hz. Adem ve eşini, şeytanın nasıl aldattığını, onların ayaklarını kaydırarak cennetten çıkarılmalarını nasıl başardığını bize çarpıcı ifadelerle anlatır Allah Teâlâ… Bu ayetlerde onların cennette ebedi kalma arzularını, şeytanın nasıl fırsat olarak kullandığı anlaşılırken, Hz. Yusuf'un kardeşlerini ise çekememezlik (hased) duygusu üzerinden yoldan çıkardığı görülmektedir. (Bkz. Bakara, 35-36; Yusuf, 5)

Dolayısıyla, insanı ve yaratılış özelliklerini iyi tanıyan şeytan, insana hangi yönden ve hangi zaaf noktasından yaklaşacağını da iyi bilmektedir. Kur'an-ı Kerim bize şeytanla alakalı 193 ayette bilgiler verirken, aslında bizler için "düşman" oluşu açık ve net bir şekilde ortada olan bu varlık için tetikte bulunmamız gerektiğini de söylemiş olmaktadır:

"Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise, (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır."(Fâtır, 6)

Ancak bizler açık ve net olan bu düşman için "1 numaralı" hedef iken, onu kendimize düşman belleyip de aynı sıralamayı kendisine verdiğimiz söylenemez. Belki bu farkında olmayış sebebiyle, şeytan tarafından çoğu kez aldatılmakta, kandırılmakta ve yoldan çıkarılmaktadır, insanoğlu… Çünkü değişmeyen gerçeklerden biri de önemsemediğiniz rakibinize çoğu kez yenilirsiniz!..

Kur'an bize neyi tavsiye eder?

Kur'an-ı Kerim'de bize konuyla ilgili tavsiye edilen hususlar dikkat çekicidir. Şöyle ki, bizzat Allah'ın vahyi olan bu mukaddes kitabı okuma ameliyesinde bile işe istiâze (şeytanın şerrinden Allah'a sığınmak) ile başlamamız gerektiği vurgulanmaktadır: "Kur'an okuduğun (okumaya başladığın) zaman hemen Rabbine sığın, o kovulmuş şeytanın şerrinden…" (Nahl, 98) Böyle bir başlangıcın, Allah'ın razı olduğu bir okuyuşa dönüşmesi, Kur'an'dan istifade etmeye kapı aralaması söz konusu olabilecektir. Aksi takdirde istiâzesiz (Eûzu Besmele çekmeden) okuyuş, Kur'an'dan alınabilecek feyiz ve nasibin önünde belki de bir engel teşkil edecektir.

Yine Kur'an-ı Kerim, insanın içine doğan vesvese ve kötü duyguların olumsuz etkilerinden kurtulmak ve Allah'ın korumasına mazhar olmak için Allah'a sığınmayı tavsiye eder:

"Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir." (Fussilet, 36)

"De ki: 'Ya Rabbi, şeytanların kışkırtmalarından sana sığınırım; onların bana yaklaşmalarından da sana sığınırım."(Mu'minun, 97-98)

Öte yandan Kur'an-ı Kerim'de sadece cin taifesinden değil, insan cinsinden de şeytanların olabileceğine dikkat çekilmekte (Bkz. En'âm 112) ve bunların şerrinden Allah'a sığınma konusunda şöyle buyurulmaktadır:

"De ki: İnsanların kalplerine vesvese sokan, pusuya çekilen cin ve insan şeytanının şerrinden insanların Rabbine, insanların Melik'ine, (sahibine-hâkimine) insanların İlâh'ına sığınırım!"(Nâs, 1-6)

Bu konuda Peygamberimiz nasıl davranırdı?

23 yıllık indiriliş sürecinde, Kur'an-ı Kerim ile ayet ayet Peygamber Efendimizin (sav) kişiliği-karakteri inşa edildi adetâ… "Beni Rabbim terbiye etti" buyuran Resul-i Ekrem (sav) Efendimizin ahlâkı, neticede serâpâ Kur'an oluverdi… Peygamberler Tarihinde Hz. Adem ile başlayıp Hz. Nuh ile devam eden "Allah'a sığınma" ifadeleri, (Bkz. Bakara, 37; Hud, 47) Hz. Yusuf'un dikkat çekici sözleriyle devam etmiş ve onlar şeytan tarafından yanıltılmaktan ve aldatılmaktan; yanlışa düşmekten, günah işlemekten, Alemlerin Rabbi olan Allah'a sığınmışlardır. Aynı özelliğe Hz. Musa'nın ve Hz. İsa'nın annesi Hz. Meryem'in de sahip oldukları vurgulanmıştır ayetlerde… Dolayısıyla, Sevgili Peygamberimiz, kendisinden önce geçen peygamberlerin ve Allah'ın koruması altında ve gözetiminde bulunan bu özel insanların ortak vasfının, "Allah'a sığınmak" olduğu yönünde bilgilendirilmiş ve eğitilmiştir. Neticede Nebiyy-i Muhterem (sav) Efendimiz her gece yatmadan önce mutlaka Felak ve Nâs sûrelerini okuyarak Allah'a sığınmış ve bunu yakınlarına da tavsiye etmişti. Çünkü Allah'ın koruması altına giren bir mümin için şeytanın da şeytani güçlerin de hiçbir tesiri ve hükmü söz konusu olmayacaktır. Yeter ki o, Âlemlerin Rabbi'ne sığınsın, her işine Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla ve izniyle başlama iradesini göstersin…

Son sözlerimiz, ahvâlimizi özetleyen ve hem teşhis hem de tedaviyi ortaya koyan şu beyitler olsun…

Müslümanlar bir türlü iflah olmuyor neden?

Çünkü haberleri yok! Eûzu Besmele'den…

(Cengiz Numanoğlu)

Prof. Dr. Mehmet Emin Ay

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
2024 Fikriyat. Tüm hakları saklıdır.
BİZE ULAŞIN