Kaybolan Bir Aşkın Sessiz Çığlığı: Monna Rosa

Yayınlanma Tarihi: 03.05.2025 09:32 Güncelleme Tarihi: 03.05.2025 09:40

Monna Rosa, yalnızca bir aşk şiiri değil, sakladığı sırrıyla da efsaneleşmiş ve dillere pelesenk olmuş bir hayat öyküsü. İşte, Sezai Karakoç'un kaleme aldığı bu güzide şiirin hikayesini sizler için anlattık.

🔸 Bir aşk şiiri düşünün…Sadece kelimeleriyle değil, sakladığı sırrıyla da efsaneleşmiş… Mona Rosa… Siyah güller, ak güller...
Edebiyatın en gizemli hikâyelerinden birinin kapılarını aralıyor."

🔸 Türk edebiyatının iz bırakan dokunaklı aşk şiirlerinden biri, Sezai Karakoç'un kaleminden çıkan Mona Rosa yıllarca kalplere dokundu.

🔸 Mona Rosa aslında yalnızca bir aşkı değil aynı zamanda bir muammayı anlatıyor. Usta şair şiirinin ilk harflerinden bir isim oluşturuyor: Muazzez Akkaya'm.

🔸 Tabii uzun yıllar kimse bunun farkına varmasa da şiirin gizemine düşenler, zamanla iki farklı aşk hikâyesi anlatmaya başladı: İki ayrı efsane, bir şiirin gölgesinde büyüdü.

🔸 Bir rivayete göre; Karakoç, üniversitede tanıştığı Muazzez Hanım'a gönlünü verir. Aşkına karşılık bulamaz. Ve şiirini, mezuniyet günü herkesin önünde okur.

🔸İddiaya göre; şiir o kadar etkileyici olur ki, Muazzez Hanım sahne sonrasında Karakoç'a yaklaşır ve aşk teklifini kabul etmek ister. Ama artık çok geçtir… Sezai Karakoç şu cümleyi söyler: "Senin aşkın artık benimkine yetişemez."

🔸 Ve hemen ardından, trajik bir haber yayılır: Muazzez Hanım intihar etmiştir…

🔸 İkinci efsanede ise; Karakoç, sevdiği kadının nişanlandığını öğrendiği gece şiirini okur. Ve yine aynı cümleyi söyler: "Senin aşkın artık benimkine yetişemez."

🔸 Gerçek o ki; Muazzez Akkaya ne intihar etti ne de yüzüğünü çıkardığını söyledi. Hatta bunun üzerine verdiği bir röportajda "Monna Rosa şiirinden hiç haberim olmadığını ifade etti.

🔸 Sezai Karakoç ise, yıllar boyunca bu konuda sessiz kaldı. Yalnızca bir kez konuştu:

"Şiiri sadece kendimi denemek için yazdım.
Ne Mülkiye'de okudum, ne biri intihar etti.
Hepsi uydurma.
Bir daha bu şiir hakkında konuşmayacağım…
İlk ve son kez."

🔸 Usta şairin vefatının ardından Türk edebiyatının "Mona Roza"sı 70 yıl sonra sessizliğini bozarak: "Ancak üzüldüğüm bir şey var, Sezai Karakoç'u vefatından bir ay kadar önce Fenerbahçe sahilinde gördüm. Karşıdan yürüyordu ve o kadar dikkatli bana bakıyordu ki... Beyaz saçları, sakalları olunca tanıyamadım. Bir süre sonra gazetede vefat ilanını görünce onun Sezai Karakoç olduğunu anladım. Eğer o olduğunu bilseydim, bir kafede oturup beraber bir kahve içmek isterdim."

Monna Rosa…
Belki bir aşk şiiriydi…
Belki de içinde kaybolan bir aşkın sessiz çığlığıydı. Kim bilir…

Editör: Betül Sav

Kameraman: Serkan Hervenik

Kurgu: Serkan Hervenik

💠💠💠

FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!

Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;

👉 TWITTER

👉 INSTAGRAM

👉 FACEBOOK

👉 YOUTUBE 🔔

👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.