Sovyetler Birliği'nin utanç kampı: Gulaglar
İnsanlık dışı tutumuyla kötü bir nam salan Stalin, Lenin'den devraldığı Gulag kamplarında, 18 milyon insanı türlü gerekçelerle mahkum etmiş ve en az 2 milyon insanın ölümüne sebebiyet vermişti. Peki, bu kamplara kimler alınıyordu? İşkence yöntemleri nelerdi? İşte, Sovyetler Birliği'nin karanlık yüzü Gulaglar...
▪ Sovyetler Birliği'nin Türk topluluklarına ve coğrafyasına verdiği zararları yakın tarihten ötürü maalesef çok iyi biliyoruz. Bilhassa Stalin döneminde insanlık dışı türlü faaliyetin, farklı gerekçelerle uygulandığını da...
▪ Bu faaliyetler arasında, insanlığın onurunu yerle bir eden bir kamp mevcuttu. Günümüzde dahi ismini duyanın bir adım geri çekildiği. GULAG kampları...
▪ GULAG kamplarını anlatmadan önce buna zemin hazırlayan sebeplerden kısaca bahsedelim. Ekim Devrimi'nin lideri Lenin, Sovyetler Birliği'ni kurmuştu. Fakat böylesine geniş sınırlara sahip olması beraberinde endişeyi de getiriyordu.
▪ Çünkü toprakları bu denli geniş olan bir ülkede birliği, huzuru ve barışı sağlamak çok da kolay olmayacaktı. Bunun farkında olan Lenin, 25 Nisan 1930 tarihinde zorunlu kampların kurulması talimatını verdi.
▪ Lenin'in amacı; fikirleri yeni düzene hizmet etmeyen, başkaldırabilecek tiplemeleri ve vatanına sadık olmayan halkı eğitmekti. Tabi bununla da Sovyetler Birliği'nin ihtiyacı olan iş gücünü sağlayacaktı.
▪ Sovyetler Birliği'nin başına Stalin'in geçmesiyle 1930 ve 1950 yılları arasında GULAG kampları insanlar için en acımasız yerlere, adeta bir cehenneme dönüşmüştü. Az olan kamp sayısı Stalin'in emriyle 53 müdürlüğe ve 423 çalışma kampına çıkarılmış, başta birkaç yerde bulunan kamplar zamanla Sovyetlerin her noktasına yayılmıştı.
▪ Stalin'in zaman içinde artan baskıcı tavırları ve rejimin her an yıkılacağı korkusu, GULAG kamplarına daha çok insanın alınmasına sebep oluyordu.
Halk, yöneticiler hakkında kötü konuşamıyor, kötü bile düşünemiyordu. Çünkü aksi durumda kendilerini direkt GULAG kamplarında bulacaklarını çok iyi biliyorlardı.
▪ Bunun yanında muhalif duruş sergilemek, insanlar hakkında şakalar yapmak ve bir parça ekmek çalmak GULAG kamplarına alınma gerekçelerindendi. Stalin, GULAG kamplarının yönetimiyle bizzat ilgilenmiş ve otorite zannettiği zalimlikleri insanların üzerinde acımasızca uygulamıştı.
▪ Dünya tarihinin belki de görmüş olduğu en karanlık olaylar burada yaşanmıştı. 1918'den kampların kapatıldığı 1957 yılına kadar 18 milyon insan, her türlü eziyetin ve işkencenin uygulandığı insanlık dışı kamplara mahkûm edilmişti.
▪ 18 milyon insandan en az 2 milyon kadarı ölüm çukuruna dönüşen GULAG kamplarında can vermişti...
▪ İnsanlar GULAG kamplarına hiçbir açıklama yapılmadan alınmış ve orada asla insan olarak görülmemişlerdi.
▪ Yöneticiler hükümlülerin tamamen robot olarak görmüş ve bu insanlara akıllara dahi gelemeyecek türlü işkence yöntemlerini uygulamışlardı. Sonuç olarak yaşayan bir ölüye dönüşürlerdi.
▪ Sevdiklerinin fotoğraflarını saklamaları yasaktı ve yakınlarına yılda yalnızca bir kez mektup gönderme hakları vardı. Mahkûmlar yalnızca dört saat dinlenebiliyor, -60 derecede, zorlu hava koşullarında; madencilik, kereste, mühimmat üretimi ve demir yolu inşaatında çalıştırılıyorlardı.
▪ Performanslarına göre yemek hakkı tanınan insanlara sadece çorba veriliyordu. Kamptan kurtulmayı başaran hükümlülerin anlattıklarına göre çorbayı suya dönüşmeden katı şekilde yemek zorundaydılar aksi takdirde aç kalıyorlardı.
▪ Fakat yeseler de yemeseler de uzun süren açlık hali midelerinde amansız sancıya sebep olmaktaydı. GULAG kamplarındaki koğuşlar ne kadar kötü olsa da hücrelerden iyiydi çünkü bu hücrelerde insanlık dışı işkence yöntemleri yüzünden buradan, çoğunun cesedi çıkıyordu. Hücrelerde uygulanan bazı işkence yöntemleri
➡️ Amasov ısıtma odası: Hücreye bir soğuk bir de kötü kokulu hava verilerek uygulanan bir işkence yöntemi.
➡️ Mantar odası: Mantar odası adı verilen bu yer aşırı derecede ısıtılır ve mahkûmların gözeneklerinden kanların akması sağlanırdı.
➡️ Ses işkencesi adı verilen bir yöntem vardı, mahkûm saatlerce yüksek sesle konuşmak ve söylenenleri tekrarlamak zorunda bırakılırdı. Hatta ısıtılan kâğıtlar mahkûmun kulaklarına tutulur ve bağırılırdı. Son derece bitkin ve çaresiz kalan insanlar buna dayanamaz ve kendilerinden geçerlerdi.
➡️ Beyaz renkli hücrelerin içine son derece güçlü olan bir ışık verilir bu da hükümlünün gözlerinin iltihaplanmasına neden olurdu.
GULAG kamplarının en kötüsü Vorkutlaglar'dı.
▪ Burası, SSBC'nin en kuzeyinde bulunuyor ve bu bölgeye savaş esirleri, muhalifler, siyasi tutuklular, devlet düşmanları alınıyordu. 1949 senesine gelindiğinde ise Sovyetler Birliği, nükleer gücü elinde tutmaktaydı. Nükleer tesislerde çalışan mühendis ve kalifiye işçilerin yarısı GULAG mahkûmuydu.
▪ Stalin'in ölmesiyle bu kamplarda ayaklanmalar çıkmış, 1957 senesinde ise kamplar dağılmaya başlamıştı. Buradan sağ çıkan insanlara çeşitli rehabilitasyon desteği sağlanmak istenmiş fakat mahkumların kampta yaşadığı karanlık dolu günleri hiçbir psikolojik destek silememiştir. Kampta yaşadıkları süre zarfında onlara yapılanlar, insanlıklarına dair her şeyi silmiş ve yok etmişti…
Editör / Sunucu: Sümeyye Tektaş
Kamera-Kurgu:Serkan Hervenik
💠💠💠
FİKRİYAT.COM SOSYAL MEDYADA!
Fikriyat'ı aşağıdaki sosyal medya adreslerinden takip edebilirsiniz;
👉 YOUTUBE 🔔
👉 Fikriyat.com mobil uygulamasını ise buradan indirebilirsiniz.