Papaların İslam selamı!
Al Arabiya Kanalı'nın haber versiyonu olan Suudi Arabistan destekli Al Hadeth/el Hades Kanalı'nda bir tartışma programına katılmak için sıramızı beklerken ister istemez Vatikan'da yapılan yeni Papa seçiminin merasimine tanık olduk, denk geldik, göz ve kulak misafiri olduk. Vatikan'daki yeni Papa'nın söylemini izlemeye dinlemeye koyulduk. Konuşmaya dini bir hava ve coşku hakimdi. Yeni Papa 14. Leo (Robert Francois Prevost) adıyla taç giydi. Trump sevindiğini söyledi ve Amerikan asıllı yeni Papa'yı kutladı. Peki, Papa kostümleri arasında Beyaz Saray'da poz veren Trump yeni Papa'nın Amerikalı biri olacağını biliyor muydu? Buna binaen mi üzerine Papa kostümleri giymişti? Veya o kostümler içinde görünmüştü? Evet! Trump Amerikan uyruklu Robert François Prevost'in yeni papa olarak atanacağını önceden biliyordu. Bu nedenle -ya da başka nedenlerle de olabilir- papalık kostümünü giymişti. Aynı zamanda Peru vatandaşı olan 14. Leo hem Latin Amerika'yı hem de Kuzey Amerika'yı temsil ediyor! Trump'ın davranışı bir kehaneti değil bilgiyi ifade ediyor. Bizim gibi durumdan haberdar olmayanlar Papalık pozunu kehanet olarak algılamış olabilirler. Al Hadath koltuğunda sıramızı beklerken 14. Leo'nun 'herkese Esselamu Aleyküm' sözleriyle irkildik (https://www. youtube.com/watch?v=VTPpVaQPgCw&t=54s). Bu selam İslam selamıydı. Papa, Müslümanları da unutmamış onlara Allah'ın selamını yani İslam selamı vermiştir. Selefi Papa Francis de 29 Nisan 2017 tarihinde Hıristiyan ve Müslüman liderlerin bir araya geldiği Kahire'de düzenlenen barış konferansında konuşmasına "Es Selamu Aleykum" diye selam vererek başlamıştır. Papa Francis'in Ezher Şeyhi Ahmet Tayyip ile ilişkisi de kayda değer bir ilişkidir. 16. Benedictus'tan sonra Vatikan'da müspete doğru ağır ağır bir şeyler değişiyor. Esasında bu selamın kökleri İkinci Vatikan Konsili kararlarına kadar geriye gidiyor. Orada 'selam-şalom köprüsü' kurulmuş ve Yahudilerden sonra Müslümanların da uhrevi necata ve kurtuluşa erip eremeyecekleri tartışılmış ve Hıristiyanlık nazarından İslam'ın da ehli necat ve kurtuluşa amade bir din olduğu vurgulanmıştır. Elbette tarih Vatikan Konsili'nin durduğu yerde durmuyor, akıp gidiyor.
14. Leo ile birlikte Kilise içindeki dengeler de değişiyor. Artık Avrupa merkezli bir Hıristiyanlıktan bahsetmemiz mümkün değil. Avrupa'ya nazaran ABD ile Latin Amerika dine daha bağlı gözüküyor. Ağırlık itibarıyla Katolik alemi Avrupa üzerinde oturuyor. Protestanlık da azımsanacak bir oranda değil. İspanya, Fransa ve İtalya ağırlıklı olarak katolik dünyayı temsil ediyor. Almanya'nın güney kuşağı da öyle. Katolikler dini konularda daha hassaslar. Evlilik, doğum kontrolü gibi konularda Kilise'nin talimatlarına daha bağlılar. Bununla birlikte aşınma bütün dini gruplarda görünüyor. Günümüzde din dine karşı olmaktan ziyade dünyevileşme ile din karşı karşıya görünüyor. Ateizm ve komünizmin yerini adeta dünyevileşme almıştır. Dünyevileşme dindarlığı silikleştiriyor! Katolik dünyada da aşınma var. Bunun nedenleri arasında ruhbanlık da sayılabilir. Ruhbanlık da sosyal sapmaları da beraberinde getirmektedir. Din adamı (clergy) sınıfı ya da din adamlarının evlenmemesi ve Kilise içinde sabilere yönelik cinsel taciz ve benzeri nedenlerden dolayı Kilise kitlelerin gözünden düşüyor. Kilise'nin yabancılaştığı fıtratını geri kazanması lazım. Bunu ancak İslam dairesinde yapabilir. Ruhbanlığı bir şekilde aşması ve aslına rücu etmesi gerekir. Vatikan'ın hem ABD hem de İslam alemiyle ilişkileri değişiyor ve daha müspete doğru kayıyor. Şimdiye kadar stratejik nedenlerden ötürü ABD mahreçli bir papa ile karşılaşmamıştık. Papalık seçiminde daima siyasi ve stratejik hesaplar rol oynar. Şimdiye kadar ABD mahreçli bir papanın olmaması tamamen stratejik hesaplara ve Amerikan hegemonyasına geçit vermeme kuralına dayanıyordu. Şimdi bu kural da aşınmış görünüyor. Katolikler ABD'de azınlık olmasına rağmen protestan ekoller de dağınık. İslam'a açılan bir kilise, ABD'ye de açılarak eksenini tamamlayacaktır.
Art arda gelen papaların selamı adeta Hazreti İsa'nın yeniden gelişinin habercisi gibi duruyor. İslam'ın gücü de, İslam dünyasının birlik ve beraberliğine, meydan okumalara sağlıklı cevap verebilmesine bağlı kalacaktır. Bu selamlar inşallah selameti beraberinde getirir.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.