Mustafa Özcan
27.06.2025
Mustafa Özcan
6 Gün Savaşı’ndan 12 Gün Savaşı’na
Tüm Yazıları

6 Gün Savaşı’ndan 12 Gün Savaşı’na

Önceki yazılarımızdan birisinde Haziran Savaşları'na ve simetrilerine temas etmiştik. Bu savaşların başlangıcı Mısır ile İsrail arasında baş göstermiştir. 6 Haziran 1967 tarihli bu savaş 6 gün sürmüştü. Bununla birlikte sonuçları vahim olmuştur. İsrail Sina, Gazze Şeridi, Golan Tepeleri, Batı Şeria ve Kudüs'ü işgal etmiştir. Demek oluyor ki 6 gün savaşı 12 Haziran 1967 tarihinde sona erdi. Gelelim Haziran Savaşları'nın son faslına ve safhasına.

Bu da İsrail ile İran arasında baş gösterdi. Tamamen simetrik bir savaş. 13 Haziran tarihinde başladı ve 24 Haziran tarihinde (2025) sona erdi. Kısaca 12 gün sürdü ve savaş süresi Mısır-İsrail Savaşı'nın iki katı süreye ulaştı. 6 gün savaşları bu surette 12 gün savaşına dönüştü.

İki savaş arasında büyük benzerlikler var. Bunlardan birisi 1966 yılında Nasır'ın kızı Müna ile evlenen Eşref Mervan'ın Mossad tarafından devşirilmiş olmasıdır. Devletin gizli sırlarına vakıf olmuş ve en azından bunların bir kısmını Mossad ile paylaşmıştır. Asıl rolünü 1973 yılında oynamıştır. O sıralarda Sedat'ın özel kalem müdürüdür. En hassas mevkilerden birinde bulunmaktadır. Mossad ile bilgi teati ettiği kesin. Sonra Londra'ya yerleşmiş ve esrarengiz bir balkon kazasında ( yere çakılarak) vefat etmiştir. Mısır savaş öncesinde Mossad tarafından kevgire dönüştürüldüğü gibi aynı şeyler öteki Haziran savaşında İran'da da tekerrür etmiştir.

İran uyuyan Mossad hücreleriyle alakalı olarak tarihin en büyük operasyonlarından birini yapmış ve bir hafta içinde şüpheli 700 kişiyi Mossad bağlantısı şüphesiyle tutuklamıştır. İsrail'in demir kubbesi kevgire döndüğü doğrudur buna mukabil İran da Mossad tarafından adeta devşirilmiştir. Eşref Mervan hikayesi, Ahmedinejad'ın anlattığı İran'da Mossad'ı takip için oluşturulan kontra espiyonaj biriminin başına getirilen yetkilinin Mossad ajanı çıkmasını hatırlatmıyor mu? Kısaca Mossad'a ülkenin mahremini emanet etmişler.

Haziran Savaşları'ndaki benzerliklerden birisi de Mısır ile İran'ın teselli bulma yaklaşımıdır. O zaman Mısırlılar şöyle teselli buluyorlardı: "Mısır'ı kaybettik ama Nasır'ı kazandık! Sina Yarımadası gitti ama Nasır'ı koruduk. Sfensk misali dimdik ayakta duruyor! Zafer yerine onlara slogan yetiyor!" İran da aynı şeyleri mırıldanıyor. Uçaklarımızı ve tesislerimizi koruyamadık ama Devrim Rehberi Hamaney'ın kılına dokundurtmadık.

İnsan kıymeti bilmek iyi şeydir.

Lakin bu beşer tapınıcılığına ulaşmamalıdır. Aksi takdirde bir zaaf noktasıdır. Nasır ile birlikte Mısır küçülmüş ama Nasır'ın gölgesi büyümüştür. Bunun arka planında beşere tapınma ve insana tapınma meselesi vardır. Burada Yavuz'dan bir ibret dersi aktarayım. Mısır ya da Kahire'yi ele geçirme esnasında Sinan Paşa kaybedilir, şehit düşer. Yavuz ah vah eder ve şöyle mırıldanır: Mısır'ı aldık ama Sinan'ı kaybettik! Sinan, Mısır değerinde paha biçilmez bir değerdir. Yerini doldurmak kolay değildir. Telafi edilemez bir kayıptır. Kahire'ye bedeldir. Can evlerine kadar Mossad'ı buyur eden bu rejimler kesinlikle bekayı hak etmiyor. Elbet bir gün yıkılıp gidecek ve hak ettiklerini bulacaklardır. Elbette sıra İsrail ve ABD gibi güçlere de gelecektir. Kimse endişe etmesin. Sırası gelen gidiyor.

1967 savaşından sonra İsrail ile Mısır arasında fiili savaş, soğuk savaş, psikolojik savaş ve yıpratma savaşı (harbu istinzaf) yöntemiyle devam etmiştir. 1973 yılında Mısır İsrail'den bir nebze de olsa rövanşını alabilmiştir.

Tarihin bu diliminde 6 Gün Savaşı'ndan 12 Gün Savaşı'na geçişi izledik. Tarih tekerrürden ibaret. İran akide savaşları nasıl oluyormuş, onu da varsın vassalı saydığı Hamas'tan öğrensin! İran, Filistin meselesini istismar etti ama kendi tuzağına düştü. Ağız harbi ve dalaşı yapmak kolay ölüm karşısında cephede sebat etmek ise zordur.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları