Sıra İsrail’e geldi
İran ile İsrail vuruşması veya kapışmasının ardından İran'ın geriletilmesi veya devre dışı bırakılması ihtimaline karşı sıranın Türkiye'ye geleceği ifade ediliyor. Bu konuya girmeden evvel bir tespitle başlayalım: Bu vuruşmadan taraflardan ikisi de kesin zararlı çıkacaktır. Kazananı olmayacaktır. Sıfır toplamlı bir sonuç (zero-sum game) ortaya çıkacaktır. İki tarafı da çözülmeye götüren bir milat olacaktır.
Sıranın Türkiye'ye geleceği ifadesi Necmettin Erbakan'a atfediliyor. Bugünlerde şeamet tellallığı yapan Naim Babüroğlu da aynısını söylüyor. Nazariyatta bu doğru olabilir. Gerçekte de doğru mudur? Tartışılabilir bir husus. Arap Baharı'nın patlak verdiği yıl olan 2011 yılında bu ifadeyi Bernard Lewis kullanmış ve bölgede İran'ın yerini hızlı bir biçimde Türkiye'nin alacağını söylemiştir. 'Türkiye on yıl sonra İran ile yer değiştirebilir' ifadesi onun sözleridir (2011 yılında Wall Street Journal gazetesiyle yaptığı söyleşisinde söylediği söz). Suriye'de rejim değişikliğini görseydi 'ben demiştim' derdi! Pakistan Savunma Bakanı da İslam dünyasının kenetlenmesi gerektiğini aksi takdirde sıranın diğer ülkelere geleceğini söyledi. Nitekim Netanyahu da bir konuşmasında önce İran sonra Pakistan'ı hedef alacaklarını ve hiçbir İslam ülkesinin nükleer silahlara erişmesine izin vermeyeceklerini söylemiştir. Sanki küresel jandarma! Bu bana 1979 yılındaki İslami gençliğin sloganını hatırlattı: İran, Pakistan sıra sende Müslüman! İsrail yüzünden bölgedeki nesiller ve özellikle Filistinliler zulüm çanağı altında yaşadı. İsrail nedeniyle Müslüman kitlelerin daha fazla baskılanması mümkün değil. Bir yerde patlak verecekti! İsrail'in yıkılması mukadder bunu ancak yanı başında kurulacak bir Filistin devleti geciktirebilir. O zaman ıslah olmuş, apoletleri sökülmüş Güney Afrika rejimini andırır! Pakistan Savunma Bakanı Havace Muhammed Asıf'ın endişelerine hak vermekle birlikte bu sözü hassaten Türkiye'ye uyarlayanlar da olmuştur. Türkiye'de çoktandır sıranın bize geleceğini düşünenler var. İsrail ile ilişkiler bir dargın bir barışık çizgide seyretse de Suriye üzerinden İsrail ile cephe ülkesi olduk bile. İsrail'in bu durumdan memnun olduğunu söylemek mümkün değil. Hesaplaşma sadece ertelenebilir. Bununla birlikte İsrail can derdine düşmüş görünüyor. Sıra Türkiye'den evvel kendisine geldi. Kundaklama ustası olduğu kadar da korkaktır. Bölgede ve dünyada geleceği sorgulanıyor. Netanyahu İsrail'in kaderini kendi kaderine bağlamıştır. Belki de süreçte sarmal şekilde her ikisi de birlikte gidecek!
Bu açıdan Kafkassam Başkanı Dr. Hasan Oktay'ın CNN Türk'te yaptığı analizi yerinde buluyorum. Şöyle dedi: "Bazıları İran'dan sonra sıra bize gelecek diyor. Kahrolduk, mahvolduk diye diz dövüyor, yakınıyor. Ya da umut yerine korku aşılıyor. Sıra bize gelecek diyenlerin sıranın İsrail'e geldiğini görmeleri gerekir..."
İsrail vuruşarak tarih sahnesinden çekilmeye hazırlanıyor. Bu bilinçli bir çekilme olmayacaktır, yanlışlar kümesinin baskısıyla ve tazyikiyle insiyaki bir çekilme olacaktır. Geldikleri gibi gideceklerdir. Yeryüzünde küstahlığı temsil ediyorlar.
Eski siyasetçi ve fıkra yazarı Mümtaz Soysal vaktiyle Milliyet gazetesinde 'vuruşa vuruşa çekilmek' başlıklı bir makale kaleme almıştı. İç politikaya dairdi. Şimdi ise bunu İsrail'in sonuna uyarlamak mümkündür. İsrail çevresini ve dünyaya tehdit etse de süngüsü kısa. Mümtaz Soysal'ın bahsettiği gibi galiba İsrail de vuruşarak tarih sahnesine veda edecek. Herkes ve bütün dünya da bunu bekliyor. İsrail sonrasında dünya büyük bir rahatlama içine girecektir. İsrail'in arkasından ağlayacak kimse yok. Son yıllarda dengesini kaybederek sağa sola yalpalıyor. Netanyahu ve kabinesi hikmete dayanmıyor tamamen güce güveniyor ve tapınıyor. Netanyahu kendi kariyeri için İsrail'i de feda ediyor, geleceğini yakıyor. Sayesinde İsrail'in sonunu konuşuyor olduk!
İsrail kışkırtma politikası izliyor. Bu da karşı bloğu mobilize ediyor. Eğitimde bir kural vardır: Fazla sopa insanı veya çocuğu arsız eder. İsrail de Gideon Levy gibilerin tespitiyle ikide bir silaha başvurunca, sarılınca Filistinlileri dünyanın en bilenmiş ve dirençli halkı haline getirmiştir.
Yahudi asıllı ABD'li Senatör Bernie Sanders, İsrail dünyayı tehlikeli hale getirdi demektedir. Dünya barışı için gerçek bir tehdit. Ulusal güvenlik değil dünya güvenliği için bir tehdit. İsrail'e en büyük tehdit Hamaney değil Netanyahu'nun kendisidir. Bunu zamanında fark edemeyen İsrail halkını uçuruma sürüklüyor. İsrail bunu idrak ettiğinde pusulayı bulmuş olur.
Kurtarıcıdan kurtulmanın vakti gelmiştir. Netanyahu kurtarma adına İsrail halkını rehin almıştır.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.