Kantarın topuzunu kaçırmamak
Kıvamı yakalamak diye bir tabir vardır. Buna mukabil, Özal da zaman zaman 'kantarın topuzunu kaçırmaktan' söz ederdi. Dengeyi tutturamamak anlamında kullanılan bir deyim. Aristo'dan da şöyle bir söz menkuldür: Hocam Eflatun ile hakikat çekiştiler. İkisi de dostumdur lakin ikisinden sadakata en layık olan haktır…
Çoktan beri İran ekseni ve vekalet güçlerinden Husiler yakın planda gerçekle tartılıyorlar. Ahmet Akgündüz gibi bazı dostlarımız bu tartıda İran ve eksenini limitsiz destekliyorlar. Husiler de bunlar arasında yer alıyor. Lakin kaba saba adamlar olan Husiler şimdiye kadar Yemen halkından yarım milyona yakın insanı öldürdüler. Önce Sa'de ardından da Sana'da mevzilendiler. İnsan nisyan ile malul olduğundan bunların yaptıkları unutuluyor. Bu ülkede vekalet güçleri oldular. Sosyal Reform Partisi ya da Islah İçtimai ve yerel İhvan'a karşı Suudi Arabistan ve Körfez güçlerinin tetikçisi oldular. Bir yandan İran güdümlü hareket ettiler diğer yandan da Körfez ülkelerinin çıkarlarına hizmet ettiler. Amaç, Yemen ve Sünni kesimin zayıflatılmasıydı. Körfez ülkeleri Yemen'in bütünlüğüne kastetmiş, İran da Sünni kesimi gözüne kestirmiştir. Sonra İran namına İsrail'e kesintili füze yağdırdılar. İyi de ettiler. Lakin İran'ın Filistin meselesiyle ilgilenmesi Suriye'deki suçlarını örter mi? Kaldı ki Hamaney ne Hamas ne de Husileri İsrail'e karşı yüreklendirmediklerini söylemiştir. 2015 yılında Sana'ya girdiklerinde de Hamas bürolarını kapatmışlardı. Şimdi ise Hamas şampiyonluğu yapıyorlar! Ne değişti? Gönülleri onlara meyleden birileri de bizim onlara safiyane bir biçimde inanmamızı bekliyor.
Husiler kendilerinden başka kimseye hayat hakkı tanımazlar. Kendilerinden başka etki odakları olarak gördüklerine de göz açtırmazlar. Bu anlamda vukuatları sürgit devam etmektedir.
En son Islah İçtimai eksenine mensup Kur'an kursları işleten ve hafızlık programı yürüten Salih Hentus'u soğukkanlı bir biçimde öldürdüler ve evini ateşe verdiler ve eşini de yaraladılar. 70 yaşını aşkın Kur'an muallimi Salih Hentus'u Rime vilayeti es Selefiyye kasabasında vahşice öldürdüler. Maktul Kur'an hocasını çocukları ve eşi önünde hunharca öldürdüler. Husi çeteleri önce evini kuşatıyorlar ve ağır silahlarla tarıyor ve kundaklıyorlar. Esat milisleri ya da şebbihaları nasıl camileri kundaklamışlarsa ve keza Irak'lı şİİ milisler de Sünnilere ait camileri harabı türap haline getirmişlerse Husiler de Yemen'de aynı yöntemi uyguluyorlar. Bu saldırıyı kınayan kesimler Husileri 'fie bağiye' yani asi bölük ve topluluk olarak isimlendirmişlerdir. Ekin ve nesli kurutmaktadırlar.
Konuyla ilgili bir değerlendirme yapan Raşid Gannuşi'nin eski yardımcılarından ve Londra'da yayın yapan el Mustakille Kanalı sahibi Muhammed Haşimi Hamidi Husilerle alakalı bazı kesimlerde görülen mücamelenin/jestin yanlış olduğuna parmak basıyor. Husilere hitaben, ' Yemen'den ve halkından elinizi çekin' diyor. Husi füzeleri şimdiye kadar İsrail'e ne kadar hasar verdi diye de sormaktadır. Süreyi aylarla veya bir buçuk yılla değerlendirsek bile sonuçta sahadaki askeri denklemi değiştirebildiler mi? Gazze'de İsrail'in saldırganlığını engelleyebildiler mi? Ne gezer! Peki bu Husi taarruzları ne getirmiştir? Muhammed Haşimi Hamidi'le göre sadece bu yolla balık hafızalı kesimlerin sempatisini kazanmışlardır. Amaç zaten budur. Bu yolla Yemen'de işgallerine meşruiyet kazandırmak ve atfetmek istemişlerdir. Halbuki milli birlik ve beraberliğe kasten zarar veren ve diğer ortakları ötekileştiren ve iktidardan uzaklaştıran bizzat kendileridir! Haşimi Hamidi sözlerini şöyle sürdürmektedir:" Ey Husiler: Allah'a tövbe edin ve yomlunuzu düzeltin! Yemen'in diğer sahipleriyle birlikte ortak bir kelimeye ve noktaya gelin! Şurayı ve halkın görüşünü esas alın, hakem kılın! Yemenlilerin kalplerini ve gönüllerini serinletin ve saflarını birleştirmek için alan açın. Yemen'de iktidar darbe ile değil seçimle gelmelidir. Dönüşüm silahla, gaspla veya el koyma ile değil rızaya dayalı olarak şekillenmelidir. Zorbalıkla ve keyfi değil. Husilerin hasımlarına gelince sözlerinizin ayrı olması ve liderlerin çokluğu ve dağınıklığı Husilerin gücüne güç katmaktadır. Kimileriniz de Muhammed Bin Zayed'e bel bağlamaktadır. Halbuki o Husilerden daha tehlikelidir. Muhammed Bin Zayed'in Yemen'deki projesi ülkeyi bölmek ve İhvan tabanını kurutmaktır. Muhammed Bin Zayed Yemen planı iki şıklıdır. Sana'da Husileri, güneyde ise onlarla geçinen ayrılıkçıları görmek istemektedir.
Husilere de bir çift sözü var. Şöyle diyor:"Yemen'i sahiplerine iade edin. Bu Gazze'ye ve ülkenize yapacağınız en büyük iyilik olur. İktidar için ülkeyi karanlık bir tünele ve iç savaşa soktunuz."
Husiler Suriye için ağıt yakıyorlar. Onlara göre içişlerinde her seviyede Türk, Amerikan ve İsrail ve Körfez müdahalesi var! Belli ki ortakları İran'ın mezalimini unutmuşlar.
Suriye'nin kurtarılmasından sonra hak billurlaşmıştır. Ebu Havale şöyle rivayet etmiştir; Rasulullah (s.a.v): -Muhakkak ki sizler (ilerde) birleşik/paralel ordulara dönüşeceksiniz (cunudun mücennede). Bir ordu Şam'da, bir ordu Yemen'de diğer bir ordu da Irak'ta bulunacak, buyurdu.
Ashab: - Ey Allah'ın Rasulü! Bizim için tercih et (hangisine katılalım)? Dediler.
Rasulullah (s.a.v) da: - Şam ordusuna katılın, buyurdu.
Ashab bu defa: - Ey Allah'ın Rasulü! Biz koyun sürüleri olan kimseleriz. Şam'a gitmeye güç yetiremeyiz, dediler.
Rasulullah (s.a.v) da: - Şam ordusuna katılmaya güç yetiremeyen kimse Yemen ordusuna katılsın. Şüphesiz Allah Şam'a (ve ehline) benim için kefil olmuştur, buyurdu. (Ebu Davud, Ahmed, İbni Hibban, Hakim, Taberani).
Şam'ın geldiği nokta Yemen ve Irak'a da örnek teşkil etmektedir. Bu hadis Husilere reddiye makamındadır. Bu hadis gerçeğin sağlamasıdır.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.