Zalimlerin ortak özellikleri
En mahir yalancılar kategorisi ve zümresi arasında sayılan Netanyahu kemik yığınına dönmüş ve üzerinde gram et kalmamış Gazzelilerin açlık çekmediklerini söylüyor! Peki, bu duruma nasıl gelmişler? Ona göre Hamas elemanları gıda yardımlarına el koydukları veya aşırdıkları için Gazze halkı bu duruma düşmüştür! Peki, 22 aydan beri içeriye kaç koli girmiş veya tır yardım gelmiş?
Bütün açıklarını yalanla kapatıyor. Elbette inananı olursa… Bu da sözlerini yalama haline getiriyor. Yalanın ipi kısadır! 'Ya tutarsa' kabilinden kuru ifadelerle vakıayı geçiştiriyor. Öyle ise insanlar yiyecek kuyruklarında niye ölüyorlar? Gazzeliler ekmek bulamazken Netanyahu sağda solda viski arıyor! İç yangınını ve bozgununu böyle söndürmeye çalışıyor!
Kimi verilere göre de 1860 (işgal 1830 yılında başlıyor) ile 1962 yılları arasında 600 bin Cezayirli Fransızların aç bırakma politikası yüzünden telef oluyor, toprağa düşüyor. Fransızlarla Yahudilerin aynı hamurdan ve ortak politikaları aynı. Her ikisi de elinin altındaki esir ülkelerde kökünü kazıma politikası güdüyor. Buna "kökünü kazım politikası" diyorlar. İngilizcede buna dair eradication, wipe out gibi ifadeler kullanılmaktadır.
Maalesef Cezayir'de 10 kara yıl boyunca İslamcılara karşı Fransızlardan kalma kökünü kazıma politikası uygulanmıştır.
Bosna'dan Gazze'ye: El Ehram'ın eski yazarlarından Muhammed Haseneyn Heykel'in de çömezlerinden Fehmi Huveydi, Gazze'de olup bitenlerle geçmişte Bosna'da yaşananları birbirine benzetmiştir. Aynı sonuca varıyor. 'Silahlarınızı teslim edin, sizi koyun gibi boğazlayalım' demeye getiriyorlar! Bosna'da açlık ve soykırım girdabında 250-300 bin Boşnak hayatını kaybediyor. O sıralarda da gıda kuyruğuna veya ekmek kuyruğuna giden veya Baş Çarşıda alışveriş yapan Boşnaklar üzerine Igman Dağları'ndan top gülleleri ve mermileri yağdırıyorlar ve yiyecek kuyruğundaki Müslümanları topluca biçiyor, katlediyorlar. Şimdi benzerleri Gazze'de soykırımcı Sırpların muallimleri Yahudilerin eliyle gerçekleşiyor. Bosna'da Sırplar savaşa mola vermek için ön şart olarak Müslümanların silahlarını bırakmasını istiyorlar. Sırplar günler ve aylar boyu kuşattıkları Srebrenitsa şehrinde mengeneyi gevşetme karşılığı Müslümanlardan silahlarını bırakmasını istiyorlar. Silah bırakma karşılığında aman veriyor ve can güvenliğini taahhüt ediyorlardı. BM gibi uluslararası kuruluşların da devreye girmesiyle çaresiz kalan Müslümanlar silahlarını bırakıyorlar. 'Yalancı Sırplar' sözlerinde duruyorlar mı? Buradan Gazze dersi çıkartabilir miyiz? Boşnakların silah bırakmasının ardından 8 ile 12 bin arasındaki Boşnak Müslümanı tavuk boğazlar gibi boğazlıyorlar. Bazılarının yüzüne canlı halde iken Ortodoks istavrozu çiziyorlar. Bazılarına temsil yapıyor yani organlarını kesiyorlar.
Müslüman kadınlardan Sırp çocuğu doğurtmak için hamile olanları 9 ay boyunca karantinaya alıyorlar. Bölge Sırpların eski bölgesi olduğu gibi onlara göre bu Müslüman hanımlar da Sırpların odalığı oluyordu. 800 camiyi yerle bir ediyorlar!
Bosna'dan Suriye'ye: İran yanlısı olduğundan Fehmi Huveydi Sırplar ile Suriye arasında pek mukayese kurmak istemiyor. Zira ideolojisine dokunuyor! Asıl mukayese yapılacak konu ise tam burası. Boşnak Müslümanlar aç bırakma neticesinde kemik yığınlarına dönmüşlerdi. Aynen Gazze'de olduğu gibi. Toplama kamplarına alınmışlardı. Boşnak Müslümanların neden bu kadar bir deri bir kemik kaldığı sorulduğunda yetkili Sırp komutan kendince bunu şöyle izah edecekti: Ne yapalım? Domuz eti yemiyorlar! Bizim de onları besleyecek başka gıda maddemiz ve ürünümüz yok.
Suriye'de de rejim 2011 yılından itibaren halka karşı gerçek mermi kullanmaya başlamıştır. Bunu yadırgayan ve sorgulayanlar oluyor. Beşşar ne cevap verse beğenirsiniz? Bu Beşşar Esat'a sorulduğunda cevabı aynen Sırp komutan gibi olmuştur:
Elimizde yeteri kadar plastik mermi stoğu bulunmuyor.
Canları cehenneme!
Bir defasında Şam'daki temsilcimiz Burhan Koroğlu, Nuseyrilerin bölge Sırpları olduğunu çok geç fark ettiğimizi söylemiştir. Ama şimdi biliyoruz. Bu saatten sonra olsun ayık gezelim, aldanmayalım. Kabahat aldatanda mı, aldananda mı? Tarihte kalmayacaksın ama unutmayacaksın da!
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.