İşaret ve beşaretler
1303 yılında Moğollarla yapılan Şakhap savaşı öncesinde İbni Teymiye Müslümanları yüreklendiriyor ve tutuk ve gevşek saflarını galeyana getiriyor ve 'bu savaşı biz kazanacağız' diyor. İnsanlar bu sözlere ve müjdelere pek itibar etmiyorlar. Zira bu tür sahnelerde birçok söz züyuf yani kalp ve sahte çıktığından dolayı insanlar bu tür sözlere fazla değer vermiyor. İnsanlar üzerine ölü toprağı serpilmiş ve umutlarını yitirmişlerdir. İbni Teymiye halkı ikna edebilmek için 'bu sefer zafer bizim' diyor. İnşaallah ve maşallah diyor. Lakin yine de kimse ikna olmuyor. İbni Teymiye de insanların dun himmet oluşlarına akıl erdiremiyor, kızıyor. Bunun üzerine İbni Teymiye meşhur sözünü söylüyor. İnşaallahı ihtimal dairesinde değil vurgu makamında söylüyorum. Gerçekten de girilen savaşı Müslümanlar kazanıyor. İsrail gibi yenilmezlik payesine bürünmüş olan selefleri Moğollar da Şakhap sahnesinde yenilgiyi tadıyorlar. Bu zafer sonlarının başlangıcı olur.
Şimdi de benzeri müjdeler var ama kimse oralı olmuyor. Dünyayı bulan onun peşinde koşuyor. Bulmayan da manevi değerlere, müjdelere fazla kulak asmıyor. İşaret ve beşaretlere aldırmıyor. Ağzı sütten yanan insan yoğurdu üfleyerek yer derler.
Filistinli davetçilerden ve Merci'z Zuhur sürgünlerinden Bessam Nihad Cerrar, Şeyh Ahmet Yasin gibi ihtimalli değil de vurgulu bir biçimde 2022 yılında İsrail'in ömrünün dolacağını ve sona ereceğini ve ortadan kalkacağını söylemişti. Bu konuda bir risale de yazmıştır: Zevali İsrail: 2022! Ama bu tarihte İsrail zeval bulmadı. Onun görüşlerinden birisi Mehdi'nin zuhurundan önce bir nevi hilafetin kurulacağı ve Kudüs'ün fethedileceğidir. Said Havva da Cundullah kitabında Mehdi öncesinde bir hilafet kurulacağını öngörür ve müjdeler. Bu tez veya görüş birçokları tarafından yanlış bulunmuştur. Yanlışlığının delili, hulul-u vade geldiğinde karşılıksız çıkmasıdır. Lakin belki de Aksa Tufanı onun tezini de kurtarabilir. Zira 2022 yılı, 2023 ile birlikte Aksa Tufanına bağlanmıştır.
İslamiyetin İkinci Küreselleşmesi kitabını yazan Sudanlı Muhammed Ebu'l Kasım Hac Muhammed zafere kadar çağdaş Müslümanların çok çile çekeceklerini ve imbikten geçeceklerini ve süzüleceklerini öngörmüştür. Keşif ve rüyaların öne doğru sürekli tarih atması da bu çilelerden ve imtihan çeşitlerinden birisidir. Bu rüyalar ve keşifler arasında doğruya tarih düşenler olduğu kadar çuvallayanlar da olmuştur.
Lakin son dönemde bir şey ortaya çıktı. Görürcesine (Re'yül ayn) bir vaziyette
İsrail'in sonu ufukta belirdi. İsrail'in kaderi Netanyahu ile hitama erecek gibi görünüyor! Son sıralarda buna dair öngörüler artmıştır. İsrail teklemektedir. İç kargaşası büyümekte ve yetersizliği tescillenmektedir. Salah Chatah isimli yorumcu ABD'nin Trump'ın elinde İsrail'in de Netanyahu'nun elinde son bulacağını öngörüyor. Faslı yorumculardan İsmail Benzekeriyya da önce Trump'ın devrileceğini ardından da geri kalan ABD ile birlikte sıranın Netanyahu'ya geleceğini ve kaderin eliyle kenara itileceklerini ifade etmektedir. Bu telakkiye göre Sakarullah tabir edilen 'Allah'ın atmacası' tarafından Beyaz Saray'dan sürüleceklerdir. 5 yıl önce o dönemde yapılan Amerikan seçimleri sonrasında da yine benzeri bir rüya görülmüş ve dünyanın merkezinin değiştiği ve bir kartal tarafından Amerikan tacının Akdeniz havzasına taşındığı müşahede edilmiştir. Bütün rüyalar Trump'ın ikinci dönemini dolduramayacağı yönündedir. Sahnenin geri kalan bakiyesi de şimdi oynanıyor. 2026 ve 2027 yılları tayin edici yıllar olmaya aday görünüyor. Muhtemelen Trump ve ardından Netanyahu'nun gidişi 2027-2028 yıllarına tekabül edecektir. Burada Suriye'nin esaslı bir rolü olacaktır. Suriye'nin gizli öznesi de Türkiye'dir.
Doğrusunu Allah bilir.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.