Gazze’de savaşın ikinci aşaması
Hamas aracılar vasıtasıyla kendisine ulaştırılan ateşkes taslağını onaylamasına rağmen Netanyahu hükümeti beklendiği gibi buna cevap bile cevap bile vermedi. Verseydi de anlaşmayı ocak ayında (2025) olduğu gibi yarı yolda bırakırdı. Cevap vermek yerine 'Gideon'un Arabaları 2' operasyonuna start verdi ve gündeminde Gazze'nin bütünüyle karadan işgali var. Filistinlilerin elinde ise Gideon'un Arabaları yerine Davut'un sapanı var.
Yunus Emre bu gerçeği şöyle ifade etmiştir:
Bir sinek bir kartalı
Salladı vurdu yere
Yalan değil gerçektir
Ben de gördüm tozunu
Netanyahu ise sahaya sürdüğü 60 bin kadar askerden ellerini çabuk tutmalarını ve 'zaferle' dönmelerini istiyor. Bu durumda Hamas ve ortakları için geriye sadece kendilerini savunmak kalıyor. Hamas neden ateşkes müsveddesine veya taslağına onay verdi diye sorulabilir. Bunun elbette birçok nedeni var. Bunlardan birisi de karadan işgal girişimini ötelemek. Elbette Gazze özellikle siviller açısından bir kırılma noktasını yaşıyor. Her türlü mahrumiyet had safhada. Yaklaşık olarak 22 aydır Gazze üzerinde her türlü silah deneniyor. Bunların toplamı birkaç atom bombasına eşdeğer güçte. Bunun dışında gıda yakıt tıbbi malzeme eksikliği ambargodan dolayı giderilemiyor. Esasen Hamas'ın ateşkes taslağını kabulünden sonra siyasi olarak Netanyahu artıya geçiyordu. Hamas prensip olarak silahsızlanmayı ve unsurlarının Gazze dışına çıkışını kabul ediyordu. Buna mukabil İsrail kademeli olarak Gazze'den çekilmeyi kabul edecekti. Netanyahu ya hep ya hiç seçeneğinde karar kılmıştır.
Savaş ortamında yardımların ulaştırılmasına nadiren ve ancak küçük miktarlarda izin veriliyor. Ben-Gvir gibi dinci-şahin kanat Gazze'ye yardım ulaştırılmasını ahlaka aykırı sayıyor! İsrail bir alem. Filistinlileri öldürüyor Gazze'deki yabani eşekleri güvenli bir şekilde Belçika ve Fransa'ya tahliye ediyorlar. Ayrıca Filistin halkını aç bırakmak ahlakdışı olmuyor da gelecek yardımları ulaştırmak ahlak dışı oluyor! Buna Mısır'da 'hükmü Karakuş' diyorlar. Bu anlayışa göre soykırım ahlaki, yardım ulaştırılması ise gayri ahlaki!
Bazen yumuşama emareleri gösteren Netanyahu'ya çıkışıyorlar. Kabinede onu sürekli sıkıştırıyorlar. Bu nedenle de esasen hükümet gidip geliyor.
Savaşın devamı Netanyahu'nun şahsi hesabı olduğundan ve siyasi ömrünü uzatmak istediğinden boynunu giyotinden kurtarmak için ortaklarına sıkı sıkıya sarılmak durumunda.
Kabinedeki müttefiklerini memnun etmek ve kendi siyasi kariyerine kurtarmak için Gazze'de gayri insani bir savaşı yürütüyor.
Bu arada İsrail şimdiye kadar hiçbir zaman dışarıdan gelen barış telkinlerine, çabalarına itibar etmemiş ve metelik vermemiştir. Camp David Antlaşması ve Vadi Araba mutabakatı sayılmazsa İsrail Filistinlileri hiçbir zaman doğrudan muhatap kabul etmemiştir. Onları yok hükmünde görüyor. Kısaca İsrail hiçbir zaman barışa fırsat tanımadı. Bill Clinton da bildiğim kadarıyla İsrail hiçbir zaman Filistin devletine şans vermek istemedi diyor. İsrail hiçbir zaman barışa yanaşmadı. Ne 1991yılında Madrid'de ne de 2002 yılında Beyrut'ta Arapların topluca barış isteklerine kayıtsız kalmıştır.
Baştan beri bunun yerine Araplar üzerinden Filistinlileri maniple etmek istemiştir. Ürdün Kralı Birinci Abdullah döneminde Filistin meselesini Ürdün meselesi üzerinden çözmek istemiştir. Bu kral Abdullah'ın öldürülmesiyle sonuçlanmıştır. İsrail'in yaptığı sadet dışı barışlar hiç hayır getirmemiştir. Hem Ürdün Kralı Birinci Abdullah hem de Enver Sedat gayri adil barış süreçlerinin kurbanları olmuştur. İsrail bazen geri hamle yapsa da sonrasında tekrar ileri hamle yapmaktadır.
Ya işgalini pekiştirmekte ya da yeni topraklar işgal etmekte ya da anlaşmasız tek yanlı geri çekilmektedir. 2000 yılında Ehud Barak Litani Nehri'nin güneyinden tek yanlı olarak çekilmiştir. Anlaşma yapmamıştır. Yine Şaron 2005 yılında Gazze Şeridi'nden tek yanlı olarak çekilmiştir. Böylece belirsizlik politikası izliyor ve ebedi şekilde Filistinlilerin hakkını müsadere ediyor.
Araplar da seyirci kalıyorlar ve Filistin meselesini ilgileri dışında görüyorlar. Kimi uzmanlar ABD'nin tam siper sahada olmasına karşılık Arapların bu meselede tamamen saha dışı olmalarının çıkmazı derinleştirdiği görüşünü taşıyorlar. Bloklar mücadelesinde bir blok tamamen âtıl vaziyette bulunuyor. Kimi Arap yazarların değindiği gibi Avrupalılar tam siper Zelenski'nin arkasında yer aldılar. Trump'ın Putin karşısında edilgenliğini ve açığını kapatmak istediler. Gerçekten de hem Ukrayna hattında hem de Gazze hattında işgüzarlık yapan Trump hem Putin hem de Netanyahu karşısında varlık gösterememiştir. Sadece hatları karıştırmaya yarıyor. Daha önce okul nazırına benzetilen Trump son durumda müsamere yapan İlkokul çocuklarına benzedi! Trump'ın ipiyle kuyuya inen ipsiz kalır. Bir de Nobel ile birlikte cenneti bekliyor! Burada da işgüzarlığı tavan yapıyor! Lakin Ukrayna'nın Avrupalı dostları Zelenski'yi yalnız bırakmıyor. Gazze'de ise kimse yok. Bir dayanışma ruhundan bahsetmek mümkün değil. Gün doğmadan neler doğar. İslam dünyası bir elenme ve saflaşma döneminden geçiyor. Gazze turnusol kâğıdı gibi gerçek renkleri ortaya çıkartıyor. İsrail de kaderine doğru koşuyor.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.