Hamas'ta iç muhasebe

Kimileri Hamas içindeki görüş farklılıklarına, hesaplaşma, hareket içinde çatlak da diyebilir. Bu tanımlar pek fazla gerçeği aksettirmiyor. Biraz mübalağaya kaçsa da hareket içinde bir salınım var. Zaten olmaması imkansızdı. Bu kadar hasarın tartışmasız geçmesi beklenemezdi. 7 Ekim 2023 eyleminin zafer mi yoksa hezimet mi olduğu hala tartışılıyor. Bu eylemi veya kararını muhtemelen tek başına alan ve kendisinden başka kimseyle paylaşmayan Yahya Sinvar, Dağıstan çıkarması yapan serdengeçti Şamil Baseyev'i hatırlatıyor. Bu zeminde kişisel becerilere dayanan kahramanlık ile sorumluluk bilinci birbirine karışıyor. Bazen karşı karşıya geliyor. Hem Basayev hem de Sinvar kahramanlıklarıyla destan yazdılar. Kimse ellerine su dökemez ve bu yönde bir kusur bulamaz. Lakin kitle sorumluluğu bunu gerektirir veya kaldırır mıydı?

Ya da Hamas saldırı yerine beklemeyi seçseydi ve saldırı İsrail'den gelseydi durum nasıl olurdu? Dünya kamuoyu nasıl bir tepki verirdi? O takdirde İsrail bu kadar pervasız davranabilir miydi? Netanyahu bilançoyu ağırlaştırmak için 11 Eylül vurgusunda bulunmuştur. Bunun sonucunda Gazze'de bitki örtüsü ve ümran tarumar edilmiş ve on binlerce de kayıp verilmiştir. Sadece Sinvar değil Hamas veya İzzettin Kassam Tugayları da kahramanlık yazdılar. Vietnam'dan beri tüneller yine işe yaradı. Tüneller vasıtasıyla dünyanın takdirini topladılar. İsrail, esirlere ulaşamadı. Bunun dışında öfkeye kapılmadan rehineleri veya esirleri iyi kolladılar ve insanca muameleleriyle dost ve düşmanın takdirini kazandılar. Sabır destanı yazmaları da İslam'a olan ilgiyi katladı. Bir Amerikalı kadın 'seçilmiş bir millet olsaydı herhalde Filistinliler ve Müslümanlar olurdu' demiştir. Dağların kaldırmayacağı bir yükü omuzlamış bulunuyorlar. Vicdanı olan herkes aynı değerlendirmeyi yapardı. Zaten Kur'an şartlı olarak bu seçilmişlik vasfını Müslümanlara atfetmiştir. İyiliği emreden ve kötülükten sakındıran hayırlı ümmetsiniz vurgusu yapılmıştır. Müslümanlar bunu Yahudiler gibi doğuştan ya da kan bağıyla kazanmaz amelleriyle kazanırlar. Yani kazanılmış bir seçilmişliktir. Peşin değil amelle kazanılmış bir seçilmişlik. Yoksa kazanılmadan kağıt üzerinde bir seçilmişlik hiçbir şey ifade etmez. Sadece kibir ve böbürlenmeye yol açar. Bu da zulüm getirir. Müslümanlar zulümleriyle değil mazlumluklarıyla seçilmişlik vasfını kazanmışlardır.

Bu arada Hamas'ın ağır toplarından Musa Ebu Marzuk sessizliğini bozdu ve bir durum muhakemesi yaptı. Bunun üzerine koronun dışına çıktı ya da sürüden ayrıldı. Cemaati veya örgüt sözlerini reddetti. New York Times gazetesine yaptığı varsayılan değerlendirmesinde iki şey öne çıkıyor: Eğer 7 Ekim sonrasında olacakları bilseydik, öngörebilseydik, gelinen noktayı hesap edebilseydik farklı davranabilirdik. Bu söz bir pişmanlık ifadesi. Yüksek zayiat bir muhasebenin gerekliliğini zorunlu kılıyor.

Aksa Tufanı'nın meşruiyetine inanmak başka sonuçlarını gözden geçirmek daha başkadır. Nitekim Şamil Basayev de atılganlığının değil fevriliğinin kurbanı olmuştur. Musa Ebu Marzuk hikmeten Aksa Tufanı eyleminin yersiz olduğu kanaatini taşmaktadır. Kendilerini muhasebe etmedikçe ortak bir muhasebeye de varılamaz. Bu durum, hak etseler de etmeseler de yine ezbere veya tek yanlı Arapları suçlamaya varırdı. Musa Ebu Marzuk ikinci aşamada ise Hamas açısından silah bırakmanın müzakere edilebileceğini de öngörmektedir. Hamas örgüt olarak önce bu açıklamayı yalanlamıştır. Silah bırakma seçeneğine de karşı çıkmıştır. İsrail ile ABD Gazzelileri yurtlarından sökmeye çalışırken Araplar da Hamas'ı denklem dışına itme arayışındalar. Yine Gazze'nin ne Hamas ne de Ramallah tarafından yönetilmesi Netanyahu için kabul edilebilir bir seçenek değil. İsrail muhalefeti bölgenin 15 yıllığına Mısır'a devredilmesini teklif ediyor.

Aksa Tufanı'nın, kayıplarına bakarak hiçbir faydası olmadı, diyebilir miyiz? Kesinlikle hayır. Bir topluluğun çıkarı öbür topluluğun kaybına olabilir. Hamaslılar Gazze'yi kurtarmaya giderken Esat sonrası Suriye'nin yollarını döşemiş oldular. Bunda Hizbullah'ın da bilinçsiz olsa da bir payı var. İsrail'in kafasını ve hesaplarını karıştırdılar. İsrail hesap hatası yaptı şimdi bunu toparlamaya çalışıyor. Bence geç kaldı. Belli ki istihbaratı çuvallamıştı. Bu durum Hindistan'a giderken Amerikan kıtasını keşfeden Kristof Kolomb'un durumunu andırıyor. Durum biraz da Beni Saide Kuruluğundaki hilafet meselesini andırıyor. Buhari'nin kaydettiği Hazreti Ömer'den menkul ilgili eser/hadis şöyledir: Hazreti Ebubekir'e biat hesapsız bir eylemdi ve gerçekleşti. Allah şerrinden korudu. İçinizde Hazreti Ebubekir gibi onun hakkını verebilecek birisi de yoktur.

Felte iyi hesaplanmamış, iyi düşünülmemiş eylem ve hareket anlamına gelmektedir. Ani gelişmiştir. Bir başka ifadeyle kaza, sehm-i kaza anlamına gelmektedir.

Hazreti Adem'in yasak meyveden yemesi gibi hikmet gereği hayırlara vesile olmuştur. Bazen kuralı aşan irade dışı durumlar, tutumlar vardır ve hesap edilmeden iyiliğe kapı aralayabilir. Tekrar ana konuya dönecek olursak Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmet Ebu'l Geyt 'fedakarlık yapmak şimdi Hamas'a düşer' diye bir değerlendirme yapmıştır. Peki! Bu durumda Hamas kendisini fesih mi edecektir ya da nereye gidecektir? Arkada bırakacağı Gazze ne olacaktır? Kurtlar sofrasına yem mi olacaktır? Üsame Hamdan silahları kimseye terk etmeyeceklerini gerekirse Gazze'yi kapatmak isteyenlerin yüzüne silah doğrultacaklarını ifade etmiştir. İsrail sözünde durur mu? Kesinlikle durmaz. Bu durumu anlatmak için Arapların deyimine başvurmak yerinde olur: Lev istekbaltu emri ma estedbertuhu. Başa dönebilsem arkaya bakmazdım. Yine de Cemal Sultan'ın bir sorusunu hatırlatarak sözümüzü bağlayalım: İslami kesimler yanlışlarından hiç ders çıkartmazlar mı?

Şahsi kahramanlık iyidir ama takım oyunu daha iyidir. Takım oyununu becerirsek zaferler burcunu yakalarız.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları