Mustafa Özcan
20.04.2025
Mustafa Özcan
İran çıkmazının ifrat ve tefrit basamakları
Tüm Yazıları

İran çıkmazının ifrat ve tefrit basamakları

İran'la ilgili askıda çok yönlü sorunlarımız var. Kesinlikle normal bir ülke ve toplum değil. Yahudiler nasıl ki Musa'dan beri (öncesi ve sonrasıyla da) normal değillerse keza İran milleti de Sasaniler'den beri dengesini tam bulabilmiş değil. Pusulaları istikameti göstermiyor. Bir taraftan dini "sevad-ı a'zam"ın dışında keyiflerine göre, farklı bir biçimde algılıyorlar diğer taraftan da dine karşı en fazla hasmane ve olumsuz tutum sergiliyor ve takınıyorlar. Dine lakayt seküler bir toplumu temsil ediyorlar.

Zeytinburnu taraflarında bir sitenin yönetiminde çalışan bir çocuğumuz sohbet sırasında sitenin minik ve zarif bir camisi ve güzel sesli bir imamı olduğunu anlattı. Merak ettim ve içimde orada namaz kılma isteği uyandı. Lakin site sakinlerinin şirin ve müstakil olan mescide pek rağbet etmediklerini de söyledi. Site sakinlerinden bir kısmının özellikle yabancıların sabah ezanının kısılmasını istediklerini ve bunlar arasında en yoğun talebin İranlılardan geldiğini anlattı. Benim için sürpriz olmadı. İsrail ile İran'ı birleştiren hususlardan birisi dini asude bir iklimde yaşamaları değil taassuplarıdır. Her yerde bunu sergiliyorlar. Yahudiler Mescid-i Aksa'yı ele geçirseler daha mı dindar olacaklar? Heyhat! Sadece azgınlıkları artacaktır.

Londra'dan yayın yapan el Mustakille Kanalı sahibi Muhammed Haşimi Hamidi bir X mesajı paylaşmış ve şöyle diyor: "Ebû Bekir es-Sıddık, Resûlullah'ın (s.a.s.) halefi olarak devleti yönetme görevini üstlendiğinde bazı Arap kabileleri isyan bayrağı çekmiş, bazı kabile reisleri de peygamberlik taslayarak devlete karşı silaha sarılmıştı. Civardaki Kisra/Hüsrev bir yönden tıpkı bugünkü Putin'i andırıyordu. Roma İmparatoru ise Trump'a benziyordu. İkisi de kendi bölgesinde çekinilen heybetli birer imparatordu. Müslümanlar ikisine birden kafa tutmuştur.

Hz. Ebu Bekir, Ömer, Hz. Ali, Hz. Halid bin Velid, Hz. Sa'd bin Ebi Vakkas, Hz. Ebu Ubeyde bin Cerrah ve benzerleriyle el ele vererek ve onlardan güç alarak yılmadı ve sarsılmadı. Bu ridde dalgasına karşı koydu. O, sağlam, akıllı, doğru ve kararlı bir yöneticinin örneğiydi. Yeni kurulan İslam Devleti'ni her türlü kazadan beladan korudu. Onun kutsal, adil ve özgürleştirici mesajını bölge halklarına taşıdı, ulaştırdı.

Bugün milletin ve insanlığın ona ve onun nesline ne kadar ihtiyacı var. Allah efendimiz Ebubekir'den ve onun neslinden razı olsun."

Belli ki bu mesaj bazılarını kışkırtmış. Bunların Şiilerden olması şaşırtıcı olmasa gerek. Mesajın bütünleştiriciliğinden rahatsız olan kesimler karşı hamleye geçmişler. (https://x.com/MALHACHIMI/status/1913281843618537662)

Bu meyanda bir karşı hamle örneği olarak Said Ahmed adlı Hizbullahçı Şii tarihe zıt tarafından bakıyor ve şunları yazıyor: "Kabileler isyan etmediler veya İslam'dan dönmediler. Bu büyük bir iftiradır ve apaçık bir tarihi yalandır. Olan biten şudur: Onlar Ebu Bekir'e, oldu bitti suretiyle ale'l acele biat etmekten kaçınmışlar ve hilafete ehil ve müstahak birinci ve ilk kişi olması hasebiyle İmam Ali'ye meyletmişlerdir. Daha sonra yaşanan olaylar da, itiraz ve karşı çıkmaların temelinde yatan saikleri teyit etmiştir. İtirazının dayanağı doğrudur; bu oldu bitti ve aceleci biat merasimi yüzünden bilahare Müslümanlar bölük bölük olmuş ve fırkalara ayrılmışlardır."

Bunun üzerine karşı cevap olarak Muhammed Haşimi Hamidi şu karşılığı vermiştir:

Lahavle vela kuvvete illa billah. Mürtedleri mi savunuyorsun? Yalancı Müseyleme'nin peygamberlik iddiasında bulunduğunu bilmiyor musun?

Ve Secah peygamberlik iddiasında bulunmadı mı?

Keza Talha el-Esedî de peygamberlik iddiasında bulunmuştur.

Ali Efendimizin (r.a.) Nehcül Belağa'da: "Ebu Bekir, Ömer ve Osman'a biat edenler bana da biat ettiler, fakat Şûrâ Muhacirler ve Ensar içindir. Eğer bir adam üzerinde anlaşırlar ve onu İmam ilan ederlerse, bu Allah'ı hoşnut kılar." dediğini ve ikinci halife Ömer b. el-Hattab'ı Nehcül Belağa'da "Müslümanların sığınağı" olarak tanımladığını bilmiyor musun?

Peki... Seni mürtetlerle dostluk kurmaya iten nedir? İslam ve Müslümanların tarihi hakkındaki bilgilerinizi nereden devşiriyorsun?

Müseyleme saltanat ve baş olma sevdasındaydı. 17 kişi olarak Beni Hanife heyetiyle birlikte Peygamberin huzuruna gelmiş ama biat etmemiştir. Kulis yapmıştır. Şartlı olarak 'kendisinden sonra yerini bana bırakırsa biat ederim' demiştir. O çalkantılı dönemde ve ridde dalgaları arasında İslam gemisini yüzdürmek Hazreti Ebu Bekir ve arkadaşlarına nasip olmuştur.

Pusulayı doğru tutmak lazım. Söz gelimi Hamas ileri gelenlerinden Üsame Hamdan Beşşar'ın gidişiyle birlikte direniş hattının veya mukavemetin zarara ziyana uğradığını söylemiştir. Bu ifadesi doğru ise Esat'lar direniş hattını temsil ediyorsa, o zaman direnişi yeniden gözden geçirmemiz ve tanımlamamız gerekir! Suriye halkının cesetleri üzerinden direniş edebiyatı yapılamaz.

Davalarını her türlü makam mevkii, asabiyet ve itibarın üzerinde tutan atalarımızın ruhu şad olsun.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları