Mustafa Özcan
24.07.2025
Mustafa Özcan
Güneyden kuzeye Kudüs'ün fethi
Tüm Yazıları

Güneyden kuzeye Kudüs'ün fethi

İsrail'in hala sonu gelmemiş olsa bile sonu görünmüştür. Alametleri belirmiş ve zahir olmuştur. Can çekişir bir vaziyete gelmiştir. Geçmişte denizciler günlerce denizlerde yol aldıktan sonra umutların tükendiği bir anda iskele direğindeki gözcüden müjdeli haberi alırlardı. Kara göründü! Artık gemi kayalıklara bindirmedikçe selamettedirler. Şimdi de İsrail'in sonu göründü. Filistin gemisi için de kara göründü. El Cezire eski Genel Müdürü Vaddah Hanfer de artık Gazze Savaşıyla birlikte İsrail'in sonunun göründüğünü haber vermiştir. Yine Muhammed Ahmet er-Raşid (gerçek adı: Abdülmünim Salih Ali el-Izzi) adıyla bilinen merhum Iraklı yazar da vefatından bir süre önce artık İsrail'in sonunun geldiğine işaret etmiştir. İsrail Aksa Tufanından beri topal ördek vaziyetindedir. Yani günleri sayılıdır. Boşa koysa dolmuyor, doluya koysa almıyor vaziyetindedir. Kısaca önümüzde birkaç yıl olsa bile İsrail'in sonu şimdiden görünmüştür diyebiliriz. Veda turlarına başlayabilir. Kutsal metinler İsrail'in gevşemeye ve sökülmeye güneyden başlayacağını haber veriyor.

Nitekim Filistinli parlamenterlerden ve Hamas üyesi Nasır Abdulcevad, ' Tahriru Filistin ve Avdetü'l Hilafetü'l İslamiyye/ Filistin'in Kurtuluşu ve Hilafetin Geri Dönüşü ' adlı Amman'da basılan eserinde Yahudi metinlerine dayanarak İsrail'in sonunun başlangıcının güneyden zuhur edeceğini öngörmektedir. Bu da Gazze savaşına intibak etmektedir. Sonra da fetih süreci kuzeye intikal edecektir. Kısaca Muhammed Ahmet er Raşid'in dile getirdiği gibi fetih süreci Askalan'dan başlayacak kuzeye ve Halep'e doğru yayılacaktır. Nitekim Hamas temsilcilerinden Üsame Hamdan da bunu teyit ederek Filistinlilerin İsrail'in sonu kitabında ilk satırı Aksa Tufanı ile birlikte yazdıklarını kayda geçirmiştir. 10 yıla kadar bölge haritasında İsrail'in yer almayacağını söylemiştir. Hadislerde Askalan'dan söz edilmektedir. Burası kuzeyden Gazze'nin giriş kapısıdır. Hadislerde Gazze'nin kapısı /bevvabe olan Askalan'a vurguda bulunulmaktadır.

Askalan ahir zamanda şehitler diyarı olarak anılacaktır. Askalan ile birlikte Gazze Şeridi de kastedilmiştir. Vefatından evvel muhakkik ve allame Muhammed Ahmet er-Raşid yüzde yüz ahir zaman diliminde olduğumuzu söylemekte idi. Ve bu noktada dine geri dönüş mevsiminin yaşanacağını haber vermektedir. Hilafetin avdeti müjdesi de bunu göstermektedir. Ahir zaman da 'sülletu'l mine'l evvelin ve kalilun mine'lahirin' gibi ayetlerin de temas ettiği gibi iman ve küfür çekişmesinde iman kampı galip gelecek ve yeryüzünde son dilimde iyilik hakim olacaktır. Allah bunu azınlık dahi olsa ihlas üzere kaim kullarına nasip edecektir. Dinin kriterleri ve hükümleri bütün dünyada cari olacaktır. Dünya seküler düzene veda edecek yerini İslami bir düzen alacaktır. İman ile küfür arasında büyük bir çekişme, hesaplaşma olacak ve Mehdi ve İsa'nın önderliğinde iman kampı galip gelecek ve öne çıkacaktır. Hile ile iş gören Deccal kampı ise gerileyecektir.

Hamas'ın ceberrut İsrail karşısında bu kadar tutunması akla ziyan bir durumdur. Dünyevi ölçülürle izah edilemez. Dillere destan bir olaydır. Bunu Allah'ın yardımı dışında izah etmek yersiz ve imkansızdır. Nitekim Abdullah Azzam Afgan cihadıyla alakalı birçok eser kaleme almıştır. Bunlardan birisi de konumuzla alakalıdır. Afgan Cihadında İlahi Yardımlar adlı eseridir. Allah'ın yardımı çift kanatlıdır. Bazen iman kampının kusurlarından dolayı yardım gecikebilir. Süresi uzayabilir. Ebu Hureyre'den rivayet edilen bir lhadiste şöyle buyrulmuştur: Yol selametinden korkan erken davranır ve geceden yola çıkar. Biliniz ki, Allah'ın metaı (cenneti ve nimeti) pahalıdır. Bir tekerleme halinde insanlar, ' Cennet ucuz, cehennemde lüzumsuz değil' demişlerdir. Allah'ın müminlerden yardımını esirgemesi 'hizlan' olarak da tabir edilir. Yardımına da nusret denilir. Nitekim, 'innallahe ala nasrihim lekadir' gibi ayetler açıkça bunu ortaya koyar. Allah müminleri zafer kazandırmaya güç yetirir ve kefildir. Huneyn'de Afganistan'da hep böyle olmuştur. Nusreti gelince zafer kaçınılmaz olur.

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir de bunu doğrulamaktadır. Hayretler içinde şunları söylemiştir:"Gazze Şeridi'ndeki savaş, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin bugüne kadar yürüttüğü ve karşılaştığı en çetrefil savaşlardan biridir. Güç dengesinde korkunç bir farkın yaşandığı bir çatışmadır. Bununla birlikte iman gücü rolünü oynamış ve bunun böyle tecelli etmesini temin etmiştir. İman gücü bu farkın dengelenmesine yardımcı olmuştur…" Mealen söyledikleri budur (https://x.com/YZaatreh/status/1947755341371883992 )

İman gücü ve yansıdığı bilek gücü, farkı ortadan kaldırmıştır. Eskiler bu manada kılıç kesmez bilek keser demişlerdir. Bilek titrerse kılıç da kesmez! İsrail'de kılıç var ama esnemez kol Filistinlilerde. Bunu da sınırsız imanlarına borçlular. Belki Filistinlilerin silahları yetersiz lakin arkasında güçlü bir irade var. İsrail toplumu da gevşemekte ve İran lehine casusluk yapan hücreler ortaya çıkmaktadır. İran'da Mossad ajanları cirit atsa bile İsrail toplumu da muaf değildir. Gevşeme trendindedir. Kuruluş ayarlarından sapma yaşamış ve çok uzaklaşmış durumdadır. Ne Filistinliler 1948 Filistinlileri ne de İsrailliler kuruluş yıllarının Yahudileridir. Toplumsal ayarlar değişmiştir.

Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in ifadelerini İslami terminolojisine aktaracak ve uyarlayacak olursak; iman azim ve sebatın kaynağıdır ve Gazze'de harikalar yazmıştır. Filistinliler İsrail'in ateş gücü karşısında yılmamış ve dişlerini sıkmışlar ve destan yazmışlardır. Kendi savaşı olmadığı için aynı başarıyı kuzeyde Hizbullah gösterememiştir. İğreti bir mücadele yürütmüştür. Sonuçta, Filistin gemisi için kara göründü. İsrail gemisi ise kayalıklara bindiriyor!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları