Mustafa Özcan
15.07.2025
Mustafa Özcan
Jeopolitik sınırlarda tektonik kaymalar
Tüm Yazıları

Jeopolitik sınırlarda tektonik kaymalar

ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve aynı zamanda Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack bu defa dilinin altındaki baklayı çıkardı. Konuşmasını dikkatlice okuyanlar Türkiye'ye işaret ettiği sonucuna varıyorlar. Yeni Suriye hakkında 'tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye' ifadeleri kullandı. Bu Kürtlerin hoşlanmayacakları bir çıkarım. Lakin tarih olması gerektiği yöne doğru akıyor. Siz isteseniz de Avrupa'dan Almanya'yı Orta Doğu'dan da Türkiye'yi çıkaramazsınız. Bu muvakkat bir aşama olarak kalır. İngilizler bunu denediler lakin başarılı olamadılar. Tarihin parantezi kapandı. Bir süre önce yapılan Şam-Rojava zirvesinde Rusya yerine ABD ile birlikte Fransa da vardı. Neden? Sykes Picot üzerinden okursak İngiltere'nin yerinde ABD'yi görüyoruz. Vekaleten Rusya'nın, asaleten de Fransa'nın yerini Paris almış görünüyor.

Tom Barrack 'ın sözlerini okuduğunuzda ABD'nin makule ve dengeye gelmekte olduğunu görüyorsunuz. Kediye kedi ve PKK'ya PKK diyor veya türevlerini ana kolundan ayırmıyor! Bu, Trump'ın aklı mı yoksa devlet aklı mı, tartışılır! Barrack Suriye'nin bağımsız bir Kürt devletini veya özerkliğini kaldıramayacağını söylüyor. Özerklik bölgeyi daha da karmaşık hale getirecek ve yoracaktır. İstikrarsızlığı tetikleyecektir. Türkiye zaten pusuda bekliyor! Kimsenin hatırına burada bir Kürt devleti kurulamaz! ABD bölgede istikrardan mı yana yoksa sürekli çekişme ikliminden mi yana? Kissinger Molla Mustafa Barzani ile anlaşmalarına veda ederken istikrara dikkat çekmiştir. Bağımsızlık ya da özerklik Türkler, Araplar ve Kürtler arasında sürekli çekişme iklimi demektir. Bunun yerine herkes için kaynaşma siyaseti daha yararlı olamaz mı? Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söylemiştir: Bizler, yani Türkler, Kürtler, Araplar ittifak yaptığımızda atlarımızın rüzgârı Çin Denizi'nden Adriyatik'e serin esintiler yaydı.

Osmanlı Irak'ta Kürtleri yanına çekme politikası yani istimale politikası izlemiştir. Süreç ona doğru gidiyor. ABD realpolitiğe geri döndü. Molla Mustafa Barzani, 'bizi yüzüstü bırakmayın ve deliğe süpürmeyen' şeklinde çağrılarda bulunsa da Kissinger ve ortakları gözünün yaşına bakmamıştır. Mahabad'da 1946 yılında Kürt devletinin yıkılması ve 1962 yılında ve daha sonra 1975 yılında akdedilen Cezayir Antlaşması Molla Mustafa Barzani'nin rüyalarını soldurmuştur. ABD onu sürekli olarak yüzüstü bırakılmıştır. Ruslar da farklı davranmamıştır. Şimdi tarih tekerrür etmektedir. Mazlum Abdi de bir kez daha aynı tarih koridorundan geçmektedir. Mazlum Abdi Molla Mustafa Barzani'nin bıraktığı yerde dönüp dolaşmaktadır. 2017 yılında Irak Kürdistan bölgesi bir deneme daha yaptı ve ABD'nin umursamazlığı ve Türkiye ile İran'ın aktif engellemeleriyle devlet statüsü kazanamadı.

ABD yeniden reaalpolitiğe geri dönüyor. Kissinger buna istikrarı yakalamak diyor. Yeni dönemde bir kez daha ABD'nin yolları üç talakla olmasa bile Kürtler ile Şiilerle ayrışıyor. ABD yine de Kürtlerden tamamen vazgeçmiş değil lakin onları müstakil değil bir denge içinde değerlendiriyor. Bölge yeniden karılmanın arifesinde. Burada Türkiye'nin rolünün başat bir biçimde öne çıktığı inkar edilemez bir gerçek. Bu bazen ABD'ye rağmen de olacaktır. İstikrar demek Türkiye demektir. Yeni jeopolitik haritada gerileyen güçler İran, Rusya ve İsrail'dir. İsrail ile İran Orta Doğu'da, Rusya'da, Kafkaslar'da gerileme emareleri gösteriyor. Ukrayna ve Yukarı Karabağ meselesi Kafkaslar'da Rusya'nın gerilemesinin işaretleri oldu. Rusya'nın bu bölgede ilişkilerinin iyi olduğu bir devlet yok gibi. Türkiye'de dökülenleri topluyor! Geleneksel politikada Rusya birisini kaybetse diğerini kazanıyordu. Şimdi hepsini birden kaybediyor. Dünyada asıl çıban başı ülke ABD'dir. Kafkaslar'da ise Rusya, Orta Doğu'da ise İsrail ile İran'dır. Ermenistan'daki Paşinyan hükümeti Moskova ile araya mesafe koydu. Daha fazla kazanmak için onları yüzüstü bırakmıştı. Erivan Türkiye ile bazı küresel güçlerle yakınlaşma politikası izliyor. Azerbaycan da aynı şekilde. Rusya için manivela hükmünde olan Yukarı Karabağ meselesi nirengi noktasına dönüştü. Yine potansiyel Zengezur koridoru Orta Asya'yı Türkiye'ye açarken Türkiye karayolunda Rusya ile İran'a bağımlılıktan kurtuluyor. Ermenistan ile Azerbaycan sayesinde. Bu tablo netleşirse Rusya Kafkaslar'a veda etmek zorunda kalacak.

İran tam olmasa bile büyük çapta Lübnan'ı kaybetti. Yine Suriye Hirakl'ın ebedi vedasında olduğu gibi İran ile yollarını ayırdı. Sırada Irak ile birlikte Yemen var. Onlarda çok yakında bu katara katılacaklardır.

Kısaca dünya dönüyor. ABD de zamanın kimin lehine çalıştığını görebiliyor. Bölge ve dünya yeniden şekilleniyor. Görebilene!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları