Mustafa Özcan
31.08.2025
Mustafa Özcan
Parola: Emit. Emit. Emit!
Tüm Yazıları

Parola: Emit. Emit. Emit!

Eski Eşratu's saa/Kıyamet Alametleri kitaplarında kıyamet öncesi Müslümanların girdikleri savaşlarda kullanacakları parola verilir. Bu parolalardan en meşhuru 'emit, emit, emit' emridir. Bu komutun anlamı öldür, öldür ve yine öldür şeklindedir. İtiraz etmeden evvel bunun hikmetini aramak ve kavramak gerekir. Peki, ortamı bu katılığa sürükleyen ve iten nedir? İsrail'in pervasızlığı ve yaptıklarıdır diye özetleyebiliriz. Zavallı ve kahraman Filistin halkına yaptıklarıdır. Saddam da pervasızdı. Enver Sedat masum olmamakla birlikte sonunu öngörebilmiştir. Elbette Saddam'ı devirenlerin Saddam'dan aşağı kalır yönleri yoktu. Ondan iyi olduklarını söyleyemeyiz. Lakin kan dessastır. Adalet olmadıkça kan kanı çeker! İzlenen yol bu sonuca varır. Sedat da bunu görmüştür. Eskiler bunun için 'el cezau min cinsi'l-amel' demişlerdir. Ceza eylemin türüne göre şekillenir. Savaşlarda kullanılan komut veya parola şudur: Emit,emit,emit... Yani öldür, öldür yine öldür. Bu artık sözün bittiği yerdir. Bir suçluyu Hazreti Ömer'in huzuruna getirirler. Cezai işlem vaktidir. Müeyyide uygulanacaktır. Adam merhamet dilenmeye başlar. Allah'ın onca ismi varken; Rauf, Rahim gibileri dururken neden af yerine cezalandırmaya gittiklerini, seçtiklerini sorar pişkince! Bir de serzenişte bulunur. Belli ki yüzsüzdür.

Bunlardan birisinin üzerinden muamele edebilirdiniz diye de yol gösterir. Hazreti Ömer ise bu yüzü kızarmayan teflon adamı şöyle susturur: Sen o basamakları çoktan atlamışsın! Gele gele Allah'ın 'Adl' ismine gelip çatmışsın. Biz ne yapalım? Kim bilir nice kabahatin Allah'ın 'Settar' ismiyle geceler gibi gizlenmiş, örtülmüştür. Ama bugün nedamet, adalet ve ceza günüdür.

Abdullah Azzam'ın oğlu Huzeyfe Azzam sosyal medya hesabından paylaştığı bir iletide intikam saatinin gelip çattığını vurgulamış ve parolasını hatırlatmıştır: Emit, emit, emit. Huzeyfe Azzam'ı babası kadar tutmam. Panşir Vadisi Aslanı olarak bilinen Ahmet Şah Mesut ve oğluna meftundu ve onları Taliban'a karşı yeğliyordu. Suriye'de de HTŞ ismiyle bilinen Culani grubuna karşıydı. Onları en fazla tenkit eden kalem olarak sivriliyordu. Sonrasında biraz yatıştı. Bu yönde kanaatleri yönlendiriyordu. Bu bahsettiğim alanlarda tam ölçüyü tutturduğu söylenemez. Lakin İsrail hakkındaki iletisi tam yerinde görünüyor.

Onu haklı çıkaran nedenler kimseye karanlık ve kimsenin meçhulü değildir. Söz gelimi, İsrail Maliye Bakanı Bezalel Yoel Smotrich, 'Gazze'de kurşunla öldüremediklerimizi açlıkla öldüreceğiz' demiştir. Belli ki kıtlığı ve açlığı kitlesel bir silah olarak kullanıyorlar. Soykırım yönteminin bir parçası! İsrail açlık ve öldürme siyasetini sistematik olarak yürütüyor. Amerikalı doktor, aktivist ve siyasetçi Jill Ellen Stein, İsrail'in gayet soğukkanlı bir biçimde aç bırakma siyaseti izlediğini ve bu politikanın mimarı olduğunu söylemiştir. 'Biz durdurmadıkça o asla durmayacaktır' diye de eklemiştir. Bu acımasız dünyada veya ortamda hepimizin Gazze çukuruna yuvarlanma ihtimalimiz var.

Mübarek bile yönetimde iken 'Filistin halkının aç bırakılmasına müsaade edemem' demiştir.

İspanyol aktör Javier Bardem de İsrail askerlerinin Filistinli bir çocuğu katlederken ağızlarının kulaklarına vardığını tespit etmiştir. Sırp keskin nişancılar gibi Yahudi keskin nişancıları da bu sahneyi kayda alırken zevkten dört köşe bir haldedirler. İsrail askerinin bu esnada duydukları sevinci kayda aldıklarını hatırlatmış ve bunun Schindler'in Listesindeki Amon Göth tipini hatırlattığına parmak basmıştır. Kısaca bu insani duygulardan arınmış ve mahrum gözü dönmüş insan avcıları, zevkine çoluk çocuk öldürüyorlar.

Bunlar karşısında vicdanın isyan etmemesi mümkün değil. İnsanın yüreğini ancak kısas soğutabilir. Bu tablo karşısında insanın emit emit çığlıkları atmaktan başka ne çaresi kalabilir? Dünyanın ahir günlerinde Yahudilerle Müslümanlar arasında çıkacak savaşta Gargad ağacı müstesna taşlar ve ağaçlar da bu katil sürüleri karşısında dile gelecek ve taraf olacaktır. "Öyle ki Yahudiler taşların ve ağaçların arkasına saklanacak ama ağaç ve taş dile gelerek 'Ey Allah'ın (cc) kulu! Gel bak arkamda bir Yahudi saklanıyor, gel onu hakla' diyecektir. Sadece 'gargad' ağacı müstesna zira o Yahudi çalısıdır."

Vakti geldiğinde ve sabır taşı çatladığında herkes ve her şey emit emit nutkuna ve komutuna sarılacaktır. O günlerin arifesinde olmalıyız.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları