İslam medeniyeti niye çöktü, Batı medeniyeti niye ayakta?
Seyyid Kutup nahak yere 28 Ağustos 1966 tarihinde, Nasır tarafından idam edilmiştir. Nasır mücessem bir tiranı ve müstebiti temsil ediyordu. İslam alemi bu idama tepkiliydi. Faslı Abdusselam Yasin 'İslam Ya da Tufan' adlı eserinde Nasır'ın bir yıl sonra (1967) İsrail karşısındaki yenilgisini Seyyid Kutup'u idamına bağlamıştır. Türk asıllı Cezayirli düşünür Malik Bin Nebi bu idam sahnesi karşısında şunları söylemekten kendini alamamıştır: "İslam aleminde sorumluluk almaktan kaçınan nice aydınlar var. İdamı Seyyid Kutup'un kahramanlığını ifade eden özelliklerden birisidir asla yılmamış, teslim alınamamış, fırtına karşısında yelkenlerini indirmemiştir. Hain olarak ölmektense şehit olarak ölmeyi yeğlemiştir..." Herkesin Seyyid Kutup hakkında farklı kanaatleri olabilir lakin Malik Bin Nebi'nin esaslı bir kanaati vardır. Seyyid Kutup'un fikrini tartışabilirsiniz ama tutumu önünde tazimden başka bir yol bulamazsınız. O bugünkü devletçi akımlar Camiye ve Medhaliye gibilerin tam karşısında yer alıyordu. Malik Bin Nebi, Seyyid Kutup'un karanlık zamanların ve ender zamanların kahramanlarından biri olduğuna parmak basmıştır.
Seyyid Kutup'un idamından üç yıl sonra aynı ayda 21 Ağustos (1969 senesinde) Mescid-i Aksa'nın minberi yakılmıştır. İkisi aynı ay içinde yaşanmış felaketler zinciri arasındadır. Oysa ki hicri takvimlerde Ramazan, miladi takvimlerde ağustos ayı zaferler ayıdır. Bazen felaketlerin anasına da şahitlik de ediyorlar. Malik Bin Nebi çağının İbni Haldun'udur. Toplumsal yasaları ya da toplumların zafiyetlerini ve güçlü yanlarını iyi analiz eder. Bu analizlerden birisi Roger Garaudy'nin Müslüman olmasına da vesile olmuştur. En azından bu yönde i'mal-i fikir etmesinde yardımcı ve etkili olmuştur. Fikri rehberi olmuştur. En azından İslam'a yürüyüş maratonundaki etaplarından birisini teşkil eder. Müslümanlığa girmesinin birçok nedeni ve vesilesi olmuştur. Bunlardan birisi de Malik Bin Nebi ile yaptığı konuşmadır. Cezayirli askerlerin tutsak olduğu sırada savunmasız diyerek infaz emrini geri çevirmeleri de onda İslam yolunda derin akisler ve tesirler uyandırmıştır.
1947 yılında karşılaştıklarında Roger Garaudy ona şunu sormuştur: Neden Batı medeniyeti yürüyüşüne ve ilerleyişine devam etti de İslam medeniyeti sukut etti? Tutunamadı? Bin Nebi, Cemaleddin Afgani döneminde Ernest Renan'ın analizine benzeyen bir analizle karşı karşıya kalır. Derin kavrayışıyla birlikte Malik Bin Nebi muhatabı Garaudy'ye şunları söyler: Siz insanlık tarihinin bin yılının boş geçtiğini mi düşünüyorsunuz? Öyle ise yanlışınız var. Halbuki bu boşluğu İslam medeniyeti doldurmuştur (Siz sonra geldiniz ve hazıra kondunuz). Batı medeniyeti temellerini İslam medeniyetine borçludur. Modern Batı medeniyeti temellerini İslam' borçludur. Bir medeniyet abes veya hiçlik üzerine kurulabilir mi? Temelsiz bina olabilir mi?
Bu diyalogdan sonra Garaudy, Malik Bin Nebi'nin tezini düşünmeye başlar. Bu teemmülatı onu Batı kültüründeki epistemolojik boşlukları keşfetmeye götürür. Bu fikri yolculuğu onu sonunda 1982 yılında İslam'la bir daha kopmamak üzere tanıştırır. Malik Bin Nebi Garaudy'nin zihnindeki marifet boşluklarını doldurmuştur. Ve önünde İslam'a giden yolu açmıştır. Daha sonra hayatını medeniyetler diyaloğuna adamıştır. Batı'yı aydınlatan Kurtuba'yı merkez edinmiştir. Hep gerçeğin köklerini aramıştır.
Medeniyetlerin birbirlerinden alışveriş yaptıklarını en veciz ifade eden kavramlardan birisi İmam Rabbani'nin Mektubat'ında yer alan 'telahuku efkar' yani fikirlerin eklemlenmesi deyimi ve teorisidir. Telahuku efkar medeniyetlerin bilerek veya bilmeyerek birbirine himmet ve hizmet etmeleridir.
Amerikan başkanlarından Richard Nixon da Batı'nın saplantılarından kurtulmasını İbni Rüşd gibi Müslüman düşünürlere borçlu olduğunu ve bu sayede kilisenin (clergy/ruhban sınıfı) vesayetini aşabildiklerini ikrar ve itiraf etmiştir.
İslam alemi 7'inci hicri asırda olduğu gibi yeniden ansızın ayağa kalkacaktır. Bu onun kimyasında saklıdır.
Mustafa Özcan
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.