Hz. Zü’l-Kifl (as)
"İsmail, İdris ve Zülkifl'i de (hatırla ve an). Onların her biri (her türlü zorluk ve sıkıntıya karşı) sabredenlerdendi. Biz onları rahmetimizin kapsamına aldık; gerçekten onlar erdemli ve Allah'ı memnun ve razı edecek güzel davranışlara sahip kimselerden idiler." (el-Enbiya, 21/85-86).
Kur'ân-ı Kerîm'de adı birkaç kez geçen ancak hayatı hakkında ayrıntılı bilgi verilmeyen peygamberlerden biri de Zülkifl (ذو الكفل) peygamberdir. Onun ismi, Enbiyâ sûresi 85. âyette "İsmâil, İdris ve Zülkifl'i de (hatırla ve an) Onların her biri (her türlü zorluk ve sıkıntıya karşı) sabredenlerdendi" ve Sâd sûresi 48. âyette "İsmâil'i, Elyesâ'yı ve Zülkifl'i de an. Hepsi de hayırlılardan (kendilerine peygamberlik verilmiş masum ve günahsız) olan kimselerdi" ifadeleriyle zikredilmiştir. Kur'an'da geçen bu iki ayet dışında Zülkifl hakkında doğrudan bir bilgi verilmemiş, fakat onun sabır, doğruluk ve salihlik vasıfları övülmüştür.
"Zülkifl" kelimesi Arapça kökenli olup "kifl" sözcüğü pay, nasip, sorumluluk veya kefalet anlamlarına gelir. Dolayısıyla "Zülkifl", "sorumluluk sahibi, kefalet ehli, yükümlülük altına giren kişi" manasına gelir. Bunun bir isim mi yoksa bir sıfat mı olduğu tartışılmışsa da ayetlerde ismi geçen İdris, İsmail ve Elyesa peygamberlerle birlikte anılmış olması bunun isim olduğu bilgisinin daha kuvvetli bir görüş olduğunu göstermektedir. Bu ismin onun şahsiyetini yansıttığı ve belki de bir ahdini, bir görevi üstlenip hakkıyla yerine getirdiği için bu unvanla anıldığı düşünülür.
Tefsirlerde ve tarih kaynaklarında Zülkifl'in kimliği hakkında bazı bilgilere rastlamaktayız. Adı geçen bu peygamberin kimliği hakkında birkaç farklı görüş vardır: Onun adının anıldığı ayette isimleri zikredilen diğe peygamberler gibi bir peygamber olduğu kaydedilir. Bu görüş hakkında en önde gelen müfessirlerden Taberî, Kurtubî, Fahreddin Râzî ve İbn Kesîr gibi müfessirler kısa da olsa bilgiler vermektedirler. Bu alimlere göre, Zülkifl bir peygamberdi ve Allah tarafından kendisine nübüvvet verilmiştir. Ayetlerde onun "sabredenlerden ve salihlerden" sözleriyle övülmesi bu görüşü destekler mahiyettedir.
Bir diğer görüş ise, Zülkifl'in peygamber değil, salih bir kul veya adil bir hükümdar olduğu hakkındadır. Bu görüşte olanlara göre, Zülkifl, İsrailoğulları içinde adaletle hükmeden bir yöneticiydi. Hz. Elyesa'ın vefatından sonra onun yerine geçerek halkı dine davet etmiş, tevhid inancını yaşatmış, sadece bir yönetici olarak kendisine tevdi edilen nübüvvet emanetini korumuştu.
Bir başka yoruma bakarsak bazı rivayetlerde Zülkifl'in, Hz. Eyyûb'un oğlu Bişr olduğu ifade edilir. Bu rivayet, İbn Abbas, Katâde ve Hasan-ı Basrî gibi sahabe ve tâbiûn âlimlerinden nakledilmiştir. Eyyûb (as) hastalığından sonra oğluna peygamberliği devretmiş ve Bişr de "Zülkifl" yani "yükümlülüğü üstlenen" unvanını almıştır. Ancak bu bilgiyi diğer kaynaklar doğrulamamakta ve bu Peygamber ile ilgili kaydedilen kanaatler uymamaktadır.
Farklı bir yorum olarak da şu bilgiler kaydedilir: Bazı Yahudi kaynaklı rivayetlerde, Zülkifl'in aslında Hezekiel (Hizkîl) olduğu iddia edilir. Hezekiel, Babil sürgünü sırasında İsrailoğullarına öğüt veren ve onları yeniden tevhid inancına çağıran bir peygamberdir. Ancak bu görüş, Kur'an'daki "Zülkifl" adının Arapça oluşu ve İslam Tarihi kaynaklarında "Hizkîl" isminin ayrıca geçmesi sebebiyle zayıf bir görüş olarak kabul edilmiştir.
İbn Kesîr'in "el-Bidâye ve'n-Nihâye" adlı ayrıntılı bilgiler ihtiva eden eserinde naklettiğine göre Zülkifl, İsrail oğulları'ndan bir topluma peygamber olarak gönderilmiştir. Elyesa (as) peygamberin vefatından sonra onun yerine geçmek üzere üç şart koşulmuştu: "Gündüzleri oruç tutmak, diğeri de gece ibadetini aksatmamak ve halk arasında hükmederken adaletle hükmedecek ve hüküm verirken öfkelenmeyecek." Zülkifl bu ağır şartları yerine getirmeyi kabul etmiş, fakat Elyesa ertesi gün aynı sözlerini tekrarlamış, Zülkifl bu şartları kabul ettiğini söylemesine rağmen Elyesa'ın bu teklif ve şartlarına üçüncü defa buna yine Zülkifl talip olunca onu kendisinden sonra yapacağı tebliğ ve insanları irşad ile görevlendirmiştir. Bu şartları yerine getireceğine dair kefil olduğundan "yükümlülüğü üstlenen kişi" anlamında Zülkifl adını almıştır, (el-Kurtubî, el- Cami', XIV, 264-265). Ayrıca Zülkifl'in Allah'ın kendilerini iki isimle andığı beş peygamberden biri olduğuna dair bir başka görüş ve bilgiye rastlamaktayız. Bu bilgiye göre İsrâil Hz. Ya'kûb'un; Mesîh Hz. Îsâ'nın; Zünnûn Hz. Yûnus'un; Ahmed Hz. Muhammed'in, Zülkifl de Hz. İlyâs'ın Kur'an'daki ikinci ismidir, (Fahreddin er-Râzî, Mefatihu'l-ğayb, XXII, 212; İbn Kesîr, el-Bidâye, I, 225-226).
Bazı rivayetlerde onun 70 yaşına kadar adaletle hükmettiği, kimseye zulmetmediği, sabır ve sükûnet içinde yaşadığı belirtilir. Kur'ân-ı Kerim'de kendisiyle birlikte anılan İsmail, İdris ve Elyesa gibi peygamberlerle aynı vasıflarda adının anılarak övülmesi, onun da peygamberlik görevini hakkıyla yerine getirdiğini anlatmaktadır.
Tefsirlerde Zülkifl'in kavminin putperestliğe yönelmiş, ahlakı bozulmuş bir toplum olduğu belirtilir. O, halkı yeniden tevhid inancına çağırmış, Allah'a teslimiyeti, dürüstlüğü ve adaleti tesis etmeye çalışmıştır. Rivayetlerde onun özellikle adaletiyle tanındığı, hiçbir davada taraf tutmadığı, düşmanına bile hakkaniyetle hükmettiği ifade edilir.
Zülkifl'in sabır ve adalet örneği idi. Kur'ân-ı Kerim'de Zülkifl'in isminin "sabredenlerle" birlikte anılması (el-Enbiyâ, 21/85) onun en belirgin özelliğinin sabır olduğunu göstermektedir. Nitekim Hz. Eyyûb'un sabrı nasıl bir örnekse, Zülkifl'in sabrı da adaletli bir yöneticinin zorluklara tahammül örneğidir.
Zülkifl'in kabri ve yaşadığı dönem hakkındaki bilgilere gelince; bilhassa kabri hakkında da çeşitli rivayetler aktarılmaktadır. Bazı kaynaklar kabrinin Şam yakınlarında, bazıları Irak'ta Kûfe civarında, diğerleri ise Musul'a bağlı el-Kifl kasabasında bulunduğunu söyler. Nitekim Irak'ta "el-Kifl" adını taşıyan kasaba, halk arasında onun türbesinin bulunduğu yer olarak ziyaret edilmektedir.
Zülkifl'in İslâmî tebliğleri ve verdiği mesajına bakılırsa, onun hayatı hakkında bilgiler sınırlı olsa da Kur'ân'ın onu övdüğü iki temel nitelik "sabır ve salihlik" özellikleridir. Bütün insanlık için güzel bir örnektir. O, zorluklar karşısında direnen, sözünde duran, yükümlülük altına girmekten kaçınmayan bir peygamberdir. Adaletiyle, vakar ve sükûnetiyle, görev bilinciyle genç nesillere bir örneklik sunar. Zülkifl kıssası, özellikle yönetici ve ilim ehli için ibretlerle dolu bir hayattır. Adaletin kişisel çıkarlardan üstün tutulması, sabrın imanın temeli olması ve ahdine sadakatin bir müminin şiarı haline gelmesi gerektiğini öğretir.
Ahmet Ağırakça
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.