Mustafa Özcan
21.05.2025
Mustafa Özcan
Yavuz üzerinden koparılan yaygara ve hezeyan
Tüm Yazıları

Yavuz üzerinden koparılan yaygara ve hezeyan

Bazen 'öteki taraf' ne düşünüyor diye merak edip Tele 1 Kanalına bakıyorum. Bazen yararlanıyorum bazen de eğleniyorum! Özellikle de 18 Dakika programına rast gelirsem, kaçırmıyorum. Zira zannımca Türkiye'deki en tehlikeli kanal bu kanal olmalı! Tarihi havadisi ve olayları köpürterek siyasallaştırıyor ve çekişme ve kışkırtma alana sokuyor ve zemini haline getiriyor. Fırsat buldukça tarih içinde kum torbası haline getirdiği Gazali, Nizamü'l Mülk, Yavuz Sultan Selim ile İdris-i Bitlisiye sataşıyor. Hıncını onlardan çıkartıyor! Vurdukça vuruyor. Siyasal İslam'ın mucidi ve mimarı olarak kendi halindeki Gazali'yi görüyor. Gazali kimi meselelerde filozofları taşlıyor ama bunu mutlak zeminde yapmıyor. Seçici bazı konularda yapıyor! Sadece bazı meselelerle sınırlı olarak eleştiriyor. Yine Şii fırkalardan döneminde siyasi alanda tehlikeleri bariz hale gelen batini İsmaili mezhebini de karşısına almıştır. Bir koluyla onların reisi olan diğer koluyla On İkinci İmam Şiiliğin teorisyenlerinden olan Nasirüddin Tusi o dönem günümüzdeki Batılı güçlere tekabül eden Moğollarla işbirliğine gidiyor. Dönemin Bernard Lewis pozisyonunda Moğol hanlarının fikri kılavuzu oluyor.

Merdan Yanardağ Safevilerin Anadolu'da hiçbir yer işgal etmediklerini söylüyor. Halbuki Anadolu'nun altını üstüne getiriyorlar. Bugün Irak, Lübnan, Suriye ile Yemen'de olduğu gibi. En büyük istikrarsızlaştırma amili oluyorlar. Gönderdikleri Kızılbaş, Dailer ile Anadolu'nun altını üstüne getiriyorlar. 8 yüzyıl boyunca Sünni bir karakter kazanmış olan İran'ın dini veya mezhebi kimliğini ve karakterini değiştiriyorlar. İslam alemini bir bıçak gibi ikiye ayırıyorlar. Böylece ecnebiler namına her iki bölgeyi de zayıflatıyorlar. Erdebil Tekkesi şeyhlikten şahlığa geçiyor ve Sünni İran'ı ele geçiriyor. Merdan Yanardağ tarikatlardan yakınıyor al sana Erdebil tarikatı! Hem Sünni toprakları işgal ediyor hem de Sünnilikte direnenleri kılıçtan geçiriyor. Merdan Yaradağ İran'ın nasıl Şiileştiğinin farkında mı acaba? Bu konuda Bir fikri var mı? Tampon bölgede olan Sünni Kürtler de bu bela karısında Yavuz ile sırt sırta ve omuz omuza verme ihtiyacı hissediyorlar? Gerçeklerden konuşmak gerekirse bugünkü partizan Kürtler Zerdüştlüğe ya da Mecusiliğe Sünnilerden hatta İslam'dan daha yakınlar! Fatimilik zemininden yine Humeyni gibi siyasal Şiiler türemiştir. Galiba siyasal Şiilik konusunu Merdan Bey teğet geçmiş! Fazla kurcalamamış!

Tampon bölgedeki geleneksel Kürt yapısı da çökmüştür. Geleneksel yapı üzerine yükselen partizan Kürtler İran ile Batı hatta İsrail arasında gidip geliyorlar. Bunu herkes görüyor. Merdan Yanardağ gibiler yandaşlık namına Şah İsmail'i masum, Yavuz'u da ikinci Yezid olarak görüyor olmalılar. Vicdanları olsa tarihi daha hassas terazi ile tartarlardı. Lakin Uğur Mumcu'nun ifadesiyle bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduklarından taraftarlığı tarihçilik olarak görüyorlar. Halbuki peygamberler tarihinden hariç beşer ve insanlık tarihi dürtülerle ve ihtiraslarla örülmüştür. Tam da Şah İsmail ve taraftarlarının intikamcı duruşları gibi.

İran'ın mezhebi kimliğini değiştiren onlar ama Yavuz'un mezhepçilik yaptığını savunuyorlar. Onlara göre fail değil, mef'ul sorumludur. Yavuz ise bu kargaşa zemininde bölgeyi hallaç pamuğu gibi atmıştır. Taşları yerine oturtmuştur. Dini açıdan aşırıya giden Kızılbaşları dize getirmiştir. Yoksa Şiileşen Anadolu'yu Sünnileştirmiş falan değildir. Yine Mısır'da Memlüklüleri dize getirmiş ve Osmanlı'nın topraklarını ikiye ve üçe katlamıştır. Elbette hatasız kul olmaz. Bununla birlikte günümüzde bile Memlüklü taraftarları Yavuz'a hınç biliyorlar. Yetkin bir Arapçaya ve rivayet konularında sahaya tam hakim olan hemşerim ve bir Çerkez olan Muhammed Zahid Kesveri de tarihi rüzgarların etkisinde kalmış ve Yavuz neden başka bir İslam ülkesine saldırdı diye hesap sormaya kalkışmıştır. Bu mesele günümüzde de tartışılmaktadır. Lakin stratejik açıdan zinde Osmanlı'nın, Kızıldeniz bölgesine gitmesi Portekiz ve İspanyolların ve Haçlıların önünü kesmiş ve İslam'ı bölgeden sökme ve atma planlarını boşa çıkarmıştır. Yani Yavuz hem Kızılbaşların hem de kimi Sünnilerin hakkından geldiği kadar saldırılarına da uğramıştır. Zira yerleşik düzenleri altüst etmiştir. Milliyetçilik nazarıyla bakanlar arasında Araplar da vardır. Hilmi Nemnem gibi kimi Mısırlı kültür ve devlet adamları da Yavuz'un ismini Kahire caddelerinden silmişlerdir. Suudiler de bu çığıra eşlik etmişlerdir. Yavuz'un ya da Kanuni'nin ismini silmişlerdir. Kimi Vehhabi anlayışında olanlar da Eş'ari akidesine veya Maturidi akidesine bağlı olduğundan Sultan Birinci Mehmet'i fatih olarak saymamışlardır. Onlar hala İstanbul için selefi akideli bir fatih beklemektedir! Rumlar mübadele ile Yunanistan'a gitmeseydi Merdan Yanardağ gibi yaparlar ve Fatih'in anılmasının önünde bin bir engel çıkartırlardı. Keza Salahaddin Eyyübi kimi Şiiler tarafından hain görüldüğü gibi aynı zamanda Kadir Msıroğlu gibi kimi Sünni veya Türk tarihçileri de onun sadece Fatimileri değil aynı zamanda Zengi devletini de ortadan kaldırdığı ve Nureddin Zengi'nin dul eşiyle evlendiği için oportünist olduğunu düşünürler.

Daha doğrusu tarih daha karmaşık bir sahadır. Tarih karmaşasını anlayanlar elbette daha insaflı olurlar. Merdan Yanardağ kesin inançlı olduğundan Yavuz aleyhtarıdır.

Merdan Yanardağ meseleyi bildiği zemine ve alana çekiyor. Numan Kurtulmuş'un, Yavuz üzerinden mezhepçilik yaptığını söylediklerinde, merak ettim. İşin aslını ve faslını öğrenmek istedim. Meğer Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş bölünme ihtimallerine karşılık Kürtler ve Türkler arasında birlik ve berberlik çağrısında bulunmuş. Safların sıkılaştırılmasını istemiş. Merdan Yanardağ bundan da Alevi düşmanlığı çıkarmış. Dervişin fikri ne ise zikri de o'dur derler. Adam çalmadan oynuyor! Zımni olarak veya tarihten yola çıkarak mezhepçilik yapıldığını hatta mezhepçi katliamlara davetiye çıkarıldığını söylüyor. Bunlar yaygara ve hezeyandan ibaret. Tarihi mezhepçi zeminde okuyan kendisidir. Halbuki Şah Veliyyullah Dihlevi, İslam tarihinin ikiye ayrıldığını ve Peygamber ve metoduna bağlı bir zeminde geliştiğinde bunun İslam tarihi olarak taayyün edeceğini, değerlendirilebileceğini kalanının ise Müslümanların tarihi yani beşer tarihi olduğunu söylemiştir.

'Uçakta Kardavi ile Yüsra adlı Mısırlı bayan şarkıcının arasına düşsem Yüsra'nın yanına otururdum' diyen Katarlı Abdulhamid İsmail el Ensari adlı reformist ve liberal düşünür de tarihte ehvanın rol oynadığını ve bu nedenle de tarihin takdis edilmemesi gerektiğini söylemektedir. Merdan Yanardağ ise tarihi siyasallaştırarak yeniden çekişme alanı ve yakıtı haline getirmektedir. Güya Yavuz soykırım yapmış! Soykırım yapan Şah İsmail'dir. Kur'an-ı Kerim'in tarih anlayışı güzellik üzerine kuruludur. Tevbe Suresi 100. ayeti şöyle hitap etmektedir: İslâm'ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. Müslümanlığın ruhu, iyilikte ilk modele yani eslafa uymaktır.

Yavuz'u bazı yönleriyle beğenmek niye suç olsun? Merdan Yanardağ havadan nem kapmaktadır. Tarihin üzerine benzinle gidiyor. Mesnetsiz ve peşin fikirleri, gözden geçirme fırsatına ve kaynaşma ortamına zarar vermektedir. Hepimiz daha iyisini bulmak için her zaman gelişme ve muhasebe halinde olmalıyız. 'İmam bildiğini okur' diyorlar o da bildiğini okuyor ve sürekli Gazali ve Yavuz gibilerini taşlıyor! Ne yapsın sermayesi bu!

Şah İsmail'den vazgeçebilseler, Yavuz konusu ukde olmaktan çıkacaktır. Gayret bekliyoruz!

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.

YAZAR ARŞİVİ

Mustafa Özcan

Mustafa Özcan Diğer Yazıları