Kiralık cemaatler!

Sabri el Benna ya da örgütü Ebu Nidal için İngiliz gazeteci Patrick Seale 'kiralık silah' kitabını yazmış veya bu başlıkta bir çalışma yürütmüştür. Sabri el Benna vaktiyle Bağdat'ta infaz edilmeden önce birçok rejim için yararlı hizmetlerde bulunmuş ve ısmarlama cinayetler işlemiştir. Bugünkü ifadesiyle hobi ve zevkine insan öldürmüştür. Rejimden rejime sadakatini değiştirmiştir. Libya, Irak ve Suriye gibi rejimlerin çekim alanına girmiştir. Ebu Nidal güya sözüm ona Filistin adına mücadele ediyordu! Böylece mazlum bir davayı vahşetle anılır hale getirmiştir. Şimdi de İslami zeminden benzeri vahşeti ve absürt eylemleri Medhaliler veya Camiye grubu işlemektedir. Esasında bu çarpık yapı Suudi Arabistan'da yabancı asker celbine yönelik tartışmalar zemininde ortaya çıkmıştır. Saddam'ı Kuveyt'ten sökmek ve sürmek için yabancı asker getirilmesine bazı kesimler şiddetle karşı çıkmıştır. Suudi Arabistan rejimi ise bu sesleri susturmak için bir hile kurgulamıştır. Yabancı asker getirilmesine taraftar Camiye veya Medhaliye olarak adlandırılan dini grupları örgütlemiştir. Bunlar Müslüman unsurlara karşı yabancı asker sevkinde bir beis görmemişlerdir ve bunun ulu'l emrin hakkı olduğunu iddia etmişlerdir. Bu anlayışa göre ulu'l emr her şeyi yapabilir. Ekranda zina da edebilir, ilişilmez!

Esasen bu gelenek, Ürdün'de bir dönem Genel Kurmay Başkanlığı yapan İngiliz asıllı, Osmanlı'daki emsalleri bulunan Otto Liman von Sanders ve Erich Von Falkenhayn gibi John Bagot Glubb Paşa'dan beri sürmektedir. Devletlerle, rejimlerle yollarını ayıran Vehhabi grupları yola getirmek için üzerlerine Glubb Paşa salınmıştır. Yine aynı zeminde 1979 yılında ise Kabe baskını sırasında Fransız komandolar göreve çağrılmıştır. 1991 yılında Saddam Kuveyt'ten atılırken de aynı yöntem uygulanmıştır.

Londra'dan yayın yapan el Hivar Kanalında Saad el Fakih gibilerin de katıldığı bir programda bu konu ele alınmıştır. (https://www.facebook.com/ 100063739920318/videos/1008337438074390) İstihbarat teşkilatları tarafından üretilen bu gruplar şimdi elden ele dolaşmaktadır. Amaçları İslami uyanışı ya da onların ifadesiyle siyasal İslam'ı söndürmek ve bastırmaktır! El-Hivar Kanalında anlatılanlara bakılacak olursa Suudi Arabistan Medhalilerle yollarını ayırmış ve ilişkisini kesmiştir. Sonrasında boşlukta kalan kullanıma amade unsurları BAE devralmış ve onun hizmetine girmişler ve ağına düşmüşlerdir. Şimdi Dubai yönetimi onları fonlamakta, cami ve ihtilaf üreten kütüphanelerine yardım yapmaktadır. Bu kütüphanelerinde Seyyid Kutup ve Hasan el Benna gibilerine reddiyeler yer almaktadır.

Anlaşılan Suudi Arabistan'ın bu akıma ihtiyacı kalmamıştır. Bunlar yerine Rabıta adlı kuruluşun Genel Sekreteri Muhammed İsa'yı devreye sokmuştur. Medhaliler ise aynen Ebu Nidal veya tarihteki karaltıları Ebu Rigal gibi çağımızın Ebrehe'lerine rehberlik yapmakta, sağda solda paralı asker olarak hizmet vermekte ve vahşet irtikap etmektedir. Suudi Arabistan Medhaliler yerine ucu açık yani her yöne açılan ve sınırları ve küfrü ve kafiri olmayan 'İbrahimizm İslamı' peşinde yürümektedir. İslami uyanışı (sahve ve ifaka) bu akımlar vasıtasıyla söndürmeye çalışmaktadır.

Bir bedende üç ruh!

Bunlar kimi zaman Cehmiye kimi zaman Mürcie ve kimi zaman da tekfircilik mesleği olan Haricilerle anılıyorlar. Bir bedende üç ruh taşıyorlar. Ya da Hakkı Bulut'un şarkı sözlerinde olduğu gibi 'İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız' diyorlar! Şimdi patron ve sadakat değiştirmiş görünüyorlar. Suudi Arabistan'ın onları kullanıp atmasından sonra BAE'nin hizmetine girmiş bulunuyorlar.

İbni Teymiye rejimlerin gölgesine giren akımları Mürcie akımına benzetmiştir. Demek ki 'ulu'l emr ideolojisi' Mürcie akımıyla birlikte başladı. Günümüzde istihbarat projesi olan Medhaliye ile birlikte yoluna devam ediyor.

Mustafa Özcan

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.